Friday, July 26, 2024

İstanbul Şişli İlçesi'nin Deprem Riski: Dünü ve Bugünü


Şişli'nin deprem riski hakkında 2013 yılında verdiğim röportajda, ilçenin karşı karşıya olduğu ciddi tehlikeleri ve bu tehlikelerin kaynaklarını ayrıntılı bir şekilde ele almıştım. O dönemden bu yana, Şişli'deki deprem riskini azaltmak için neler yapıldığını ve günümüzdeki durumu değerlendirmek istiyorum.

2013 Yılında Şişli'nin Deprem Riski

2013 yılında, Jeofizik Mühendisleri Odası Şişli Şube Başkanı olarak, Şişli'nin yüksek yapı ve alışveriş merkezleriyle dolu olmasına rağmen, bu yapıları denetleyecek bir "Yüksek Yapı Yönetmeliği"nin olmadığını ve belediyenin bu konuda eksikliklerini vurgulamıştım. Şişli Belediyesi'nde jeofizik mühendisi bile yoktu ve bu durum, binaların zemin etüdü ve sağlamlığı açısından büyük bir risk oluşturuyordu.

Binalara ruhsat ve oturma izni verirken, proje aşamasında zemin etüdünün bir jeofizik mühendisi tarafından denetlenmesi gerektiğini belirtmiştim. Ancak Şişli Belediyesi'nde 1 tane bile jeofizik mühendisi çalışmıyordu. Bu durum, olası bir depremde büyük kayıplara yol açabilecek ciddi bir sorundu.

Günümüzde Şişli'nin Deprem Riski

Aradan geçen yıllar içinde, Şişli'deki deprem riskini azaltmak için çeşitli çalışmalar yapılmış olsa da, halen ciddi tehditlerle karşı karşıyayız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin "Olası Deprem Kayıp Tahminleri" kitapçığında belirtilen verilere göre, Şişli'nin deprem riski hala yüksek. Ancak bu riski azaltmak için atılan bazı adımlar var:

  1. Yapısal Güçlendirme Çalışmaları: Şişli'deki binaların büyük bir kısmında yapısal güçlendirme çalışmaları yapılmış durumda. Bu çalışmalar, özellikle eski binaların dayanıklılığını artırmayı amaçlıyor.
  2. Deprem Farkındalığı ve Eğitim: Halkın deprem farkındalığını artırmak için çeşitli eğitim programları düzenlenmiş. Bu programlar, olası bir deprem durumunda daha hazırlıklı olmamıza yardımcı olmayı hedefliyor.
  3. Acil Durum Planları ve Tatbikatlar: Şişli Belediyesi, olası bir deprem durumunda hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edebilmek için acil durum planları hazırlamış ve düzenli olarak tatbikatlar yapmaktadır.

Şişli'nin Geleceği ve Deprem Riski Yönetimi

Günümüzde Şişli'de yapılan çalışmalar, ilçenin deprem riskini azaltmak için önemli adımlar atıldığını gösteriyor. Ancak, bu çalışmaların devam etmesi ve yeni önlemlerin alınması büyük önem taşıyor. Deprem riskinin tamamen ortadan kaldırılması mümkün olmasa da, etkilerini minimize etmek için yapılacak her türlü çalışma büyük önem taşıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ilgili sayfasında Şişli'nin günümüzdeki deprem risk durumu hakkında daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz.

RÖPÖRTAJ - 25 MART 2013



TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Prof. Ali Osman Öncel, Şişli'deki yüksek yapı ve AVM’lerin artışına dikkat çekerek şu uyarıda bulundu: "Şişli yüksek yapı ve AVM’lerle doldu. Ancak belediyenin bu yapıları denetleyecek bir 'Yüksek Yapı Yönetmeliği' dahi yok. Standartları belirlenmeyen, yönetmeliği olmayan, ancak her geçen gün yüksek yapılarla dolan Şişli'de durum endişe vericidir."

Şişli Belediyesi'nde Jeofizik Mühendisi Bile Yok

Binalara ruhsat, oturma izni verirken, proje aşamasında o binanın zeminini mutlaka bir jeofizik mühendisinin denetlemesi gerekir. Ancak Şişli Belediyesi’nde 1 tane dahi jeofizik mühendisi çalıştırılmamaktadır. Jeofizik Mühendisleri Odası olarak, Başkan Sarıgül’e rica ettik. Ancak sonuç alamadık. Kadıköy Belediyesinde 6 tane jeofizik mühendisi çalıştırılıyor. Şişli Belediyesi’nde neden 1 tane bile jeofizik mühendisi çalıştırılmıyor? Düşündürücü bir durum! Şişli Belediyesi'nde yapı ruhsatlarına neye göre onay veriliyor? Bir tane bile jeofizik mühendisi olmayan kurumda, binanın zemin etüdünün uygunluğuna, binanın sağlamlığına kim karar veriyor? Şişli’de bu nedenle olabilecek her türlü olumsuz durumda sorumluluk bize değil, Şişli Belediye Başkanı'na aittir.

Kayseri'nin Deprem Güvenliği: Jeofizik Etütlerin Rolü


Jeofizik Etütlerin Önemi

Jeofizik etütler, binaların zemin ve temel durumunu ayrıntılı bir şekilde analiz ederek olası bir depremde meydana gelebilecek riskleri önceden belirlememize olanak tanır. Bu sayede binaların depreme karşı dayanıklılığı artırılarak can ve mal kayıplarının önüne geçilebilir.

17 Mart 2012 Öncesi Durum

2012 yılından önce Kayseri'de sadece 9 kat ve üzeri binalarda jeofizik etüt zorunluluğu vardı. Bu durum, 9 kattan az olan binaların depreme karşı daha az güvenli olduğu anlamına geliyordu.

Eğer Kat Sınırı Kalkmasaydı

Eğer 17 Mart 2012 sonrası kat sınırı kalkmasaydı ve jeofizik etütler sadece 9 kat ve üzeri binalarda zorunlu kalsaydı, Kahramanmaraş depremleri sonrası Kayseri'de şu durumlar yaşanabilirdi:

  1. 9 kattan az olan binalarda daha fazla yıkım ve hasar olabilirdi.
  2. Can ve mal kayıpları daha fazla olabilirdi.
  3. Depremden etkilenen bina sayısı daha fazla olabilirdi.

2012 Sonrası Jeofizik Etüt Yönetmeliği

2012 yılından sonra yapılan düzenlemeyle birlikte, Kayseri'de jeofizik etütlerde kat sınırı kalktı. Bu değişiklik, tüm binaların jeofizik açıdan incelenmesini zorunlu hale getirdi. Bunun anlamı, 6 Şubat 2023'teki M7.8 Kahramanmaraş depremleri sonrasında afet bölgesi ilan edilen Kayseri'de, 2012 sonrası kat sınırı olmadan jeofizik etütlere göre yapılan binalar, 2012 öncesi sadece 9 kat ve üzeri binalarda yapılan jeofizik etütlere göre daha dirençlidir.

Gerçeklerin Işığında

17 Mart 2012'de Kayseri'de jeofizik etütlerin tüm binalarda kat sınırlaması olmadan zorunlu hale getirilmesi, şehrin depreme karşı korunmasında hayati önem taşıyan bir karardı. Bu karar, Kahramanmaraş depremleri sonrası Kayseri'de yaşanabilecek bir facianın önlenmesinde önemli rol oynadı.

Ancak unutulmamalıdır ki:

  1. Jeofizik etüt tek başına yeterli değildir. Binaların depreme dayanıklı olması için tasarım, malzeme seçimi ve inşaat aşamalarında da gerekli önlemlerin alınması gerekir.
  2. Kayseri'de hâlâ depreme karşı riskli birçok bina bulunmaktadır. Bu binaların tespit edilmesi ve gerekli güçlendirme çalışmalarının yapılması için acil adımlar atılmalıdır.
  3. Deprem bilinci ve eğitimi toplumda yaygınlaştırılmalıdır. Deprem anında ne yapılacağının bilinmesi can kayıplarının önlenmesinde büyük önem taşır.

Sonuç

Kayseri'nin depreme karşı güvenli bir şehir olması için hep birlikte hareket etmeliyiz. Jeofizik etütlerin önemini kavramak, binaların depreme dayanıklılığını artırmak ve deprem bilincini yaygınlaştırmak için gereken adımları atmalıyız.

Depreme karşı güvenli bir gelecek için hep birlikte hareket edelim!

Not: Bu blog yazısı, bilimsel bir makale değildir. Deprem hakkında genel bir bakış açısı sunmaktadır. Daha detaylı bilgi için lütfen güvenilir kaynaklara başvurunuz.

Deprem Analizinde Yeni Ufuklar: ISC Earthquake Toolbox ile Tanışın


Merhaba değerli okuyucularım ve sevgili öğrencilerim,

Bugün sizlere, sismoloji alanında devrim niteliğinde bir araç olan ISC Earthquake Toolbox hakkında bilgi vermek istiyorum. Bu araç seti, deprem verilerini analiz etmek ve yorumlamak için güçlü ve kullanıcı dostu bir platform sunuyor. Hem akademik araştırmalarınızda hem de pratik uygulamalarınızda büyük fayda sağlayacak bu araçla, deprem analizinde yeni bir boyuta adım atabilirsiniz.

ISC Earthquake Toolbox Nedir?

ISC Earthquake Toolbox, MATLAB Central üzerinde sunulan ve International Seismological Centre (ISC) tarafından sağlanan bir araç setidir. Bu toolbox, araştırmacıların ve mühendislerin deprem verilerini daha etkin bir şekilde analiz etmelerine ve anlamalarına yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Bu yazılım, Tom Garth tarafından geliştirilmiştir ve GitHub üzerinden erişilebilir: ISC Earthquake Toolbox.

MathWorks bloguna göre, ISC Earthquake Toolbox, sismik verilerin toplanması, işlenmesi ve görselleştirilmesi konusunda kapsamlı bir çözüm sunar. Toolbox, kullanıcıların verileri kolayca analiz etmelerini ve anlamalarını sağlamak amacıyla çeşitli fonksiyonlar ve araçlar içerir. (Kaynak: Introducing ISC Earthquake Toolbox)

Neden Önemli?

Deprem analizinde kullanılan veri setleri genellikle çok büyük ve karmaşıktır. Bu nedenle, verileri işlemek ve analiz etmek zaman alıcı ve zor olabilir. Ancak ISC Earthquake Toolbox, bu süreci hızlandırmak ve kolaylaştırmak için geliştirilmiştir. Bu araç seti, kullanıcıların deprem olaylarını daha hızlı ve doğru bir şekilde analiz etmelerine olanak tanır, bu da sismoloji araştırmalarının kalitesini artırır.

MathWorks blog yazısında Kostas Leptokaropoulos, ISC Earthquake Toolbox'ın sismologlar için veri yönetimi ve analizini nasıl kolaylaştırdığını anlatıyor. Onun deneyimine göre, bu toolbox sayesinde küresel deprem parametre verilerini yönetmek ve analiz etmek çok daha erişilebilir hale geliyor. (Kaynak: Introducing ISC Earthquake Toolbox)

ISC'nin resmi web sitesine göre, ISC Earthquake Toolbox, MATLAB ve Mapping Toolbox'ı kullanarak ISC Bulletin'deki deprem verilerine kolay erişim, filtreleme, karşılaştırma ve görselleştirme imkanı sağlar. Örneğin, Alaska/Aleutian alt dalma zonunda 2000-2020 yılları arasında tespit edilen 4.0'dan büyük depremleri gösteren bir özet harita oluşturabilirsiniz. (Kaynak: ISC Projects: MATLAB)

Araç Setinin Özellikleri

ISC Earthquake Toolbox, çeşitli analiz araçları ve fonksiyonları içerir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Deprem Katalogları: Deprem olaylarının listeleri ve bu olaylarla ilgili detaylı bilgiler.
  • Veri Görselleştirme: Deprem verilerini grafiksel olarak temsil etme ve analiz etme yeteneği.
  • Analiz Araçları: Deprem büyüklüğü, derinliği ve konumu gibi parametreleri analiz etme araçları.
  • Zaman Serisi Analizi: Deprem olaylarının zaman içindeki dağılımını analiz etme.
  • Sismik b-değerlerinin Hesaplanması: Deprem büyüklüğü-frekans ilişkilerini analiz etmek için kullanılır.
  • Farklı Ajanslar Tarafından Bildirilen Konumların Değerlendirilmesi: Farklı kaynaklardan gelen verilerin karşılaştırılması ve değerlendirilmesi.

Toolbox, MATLAB ve Mapping Toolbox'ı kullanarak ISC Bulletin'deki deprem verilerine kolay erişim, filtreleme, karşılaştırma ve görselleştirme imkanı sağlar. Örneğin, Alaska/Aleutian alt dalma zonunda 2000-2020 yılları arasında tespit edilen 4.0'dan büyük depremleri gösteren bir özet harita oluşturabilirsiniz. (Kaynak: ISC Projects: MATLAB)

Daha fazla teknik detay ve kullanım bilgisi için MATLAB Central'daki ISC Earthquake Toolbox sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Kendi Deneyimlerim ve Öğrencilerim İçin Faydaları

Sismoloji profesörü olarak, bu tür araçların akademik ve pratik uygulamalarını çok önemsiyorum. Özellikle deprem riski yüksek bölgelerde yaşayan topluluklar için yaptığımız araştırmalarda, doğru ve hızlı veri analizi hayati önem taşır. ISC Earthquake Toolbox, bu bağlamda araştırmalarımızı destekleyen önemli bir araçtır. Öğrencilerimle bu aracı kullanarak yaptığımız projeler, hem onların hem de benim bu alandaki bilgi ve yeteneklerimizi geliştirmemize yardımcı oldu. Kostas Leptokaropoulos’un da belirttiği gibi, öğrenciler bu toolbox’ı kullanarak veri işleme süreçlerini daha kolay hale getirip araştırmalarının içeriğine ve sonuçlarına daha fazla odaklanabilirler. (Kaynak: Introducing ISC Earthquake Toolbox)

Bilim İnsanlarına Teşekkür

ISC Earthquake Toolbox'ın geliştirilmesinde emeği geçen Tom Garth'a ve International Seismological Centre (ISC) ekibine teşekkür etmek istiyorum. Bu araç, sismoloji alanında çalışan bizler için büyük bir kolaylık ve değer sağlıyor. Tom Garth'ın bu yazılımı için tam referans şu şekildedir:

Tom Garth (2024). ISC Earthquake Toolbox (https://github.com/tomgarth/ISC_Earthquake_Toolbox), GitHub. Retrieved June 10, 2024."

Sonuç

Deprem verilerini analiz etmek, doğru kararlar alabilmek ve afet yönetimi stratejileri geliştirebilmek için kritik öneme sahiptir. ISC Earthquake Toolbox, bu süreci daha etkili ve verimli hale getirerek sismoloji alanındaki çalışmalara büyük katkı sağlıyor. Siz de bu araç setini kullanarak kendi araştırmalarınızı ve analizlerinizi geliştirebilirsiniz.

Bu yazımı okuyarak ISC Earthquake Toolbox hakkında bilgi edindiğiniz için teşekkür ederim. Eğer bu konuda daha fazla bilgi almak isterseniz, MathWorks blogundaki ISC Earthquake Toolbox tanıtım yazısını ve ISC'nin resmi web sitesindeki ISC Projects: MATLAB sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Sevgi ve bilimle kalın,

İyi Araştırma Fikirlerinin Peşinde

Thursday, July 25, 2024

Şehirleri Güçlendirmek: Kentsel Dönüşümde Jeofiziğin Rolü


🏙️🛠️ Kentsel dönüşüm ve deprem riski azaltma konuları, günümüzde giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu konulara ilgi duyanlar için harika bir kaynak keşfettim! Aşağıdaki metin, değerli bir akademisyenin deneyimlerinden ve kentsel dönüşümün öneminden bahsediyor. Ayrıca, deprem riskini azaltma rehberi ve sismolojiye giriş gibi konuları ele alıyor. Bu konulara ilgi duyan herkesin mutlaka göz atmasını öneririm! 🌐

Metinde, kentsel dönüşümün sadece depreme dayanıklı binaların yapılması olmadığı, daha geniş bir perspektiften ele alınması gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, deprem riskini azaltmak için alınabilecek önlemler ve psikolojik sağlamlığı korumanın ipuçları gibi konular da ele alınıyor. Bu bilgiler, deprem riski altındaki bölgelerde yaşayanlar için son derece faydalı olabilir.

Eğer siz de kentsel dönüşüm ve deprem riski azaltma konularına ilgi duyuyorsanız, bu metni mutlaka okumanızı öneririm. Faydalı bilgilerle dolu olan bu kaynak, konular hakkında daha fazla bilgi edinmenize yardımcı olabilir. 📚

Jeofizik Mühendisliğinin Afet Yönetimindeki Rolü: Isparta Depremi Örneği


Yeni Mezunlar İçin Küresel Rehber: Yapay Zeka Çağında Kariyer Planlaması



Merhaba Sevgili Mezunlar ve İş Arayışında Olanlar,

2013 yılında yeni mezunlara yönelik olarak kaleme aldığım "Yeni Mezun Oldum Ne Yapmalıyım?" başlıklı yazımın üzerinden tam 10 yıl geçti. Bu süre zarfında dünya büyük değişimler yaşadı, özellikle yapay zeka alanında önemli gelişmeler oldu. Şimdi, küresel bir bakış açısıyla, Amerika'da, Japonya'da, Avrupa Birliği'nde veya başka bir ülkede mezun olan gençlere hitap eden güncel tavsiyelerle bu yazıyı yeniden ele almak istiyorum. Türkiye'de mezun olanlar için de uluslararası perspektifle hazırlanmış bu rehberin faydalı olacağını umuyorum.

Yeni Mezunlar İçin Yapay Zeka Çağında Kariyer Önerileri

1. Yapay Zeka ve Dijital Beceriler

Yapay zeka ve dijital beceriler, günümüz iş dünyasında büyük önem taşımaktadır. Python, R, TensorFlow gibi programlama dillerini ve yapay zeka araçlarını öğrenmek, kariyerinizde size büyük avantaj sağlayacaktır. Online platformlarda (Coursera, Udacity, edX) bu becerileri geliştirebileceğiniz kurslar bulabilirsiniz.

2. Küresel Fırsatları Değerlendirmek

Artık mezunlar, dünya çapında iş fırsatlarına erişebilirler. LinkedIn, Glassdoor, Indeed gibi uluslararası iş bulma platformlarını aktif olarak kullanarak, Amerika, Avrupa, Asya veya başka bir bölgede iş fırsatlarını değerlendirebilirsiniz. Çevrimiçi ağlarınızı genişletmek ve uluslararası etkinliklere katılmak da bu süreçte size yardımcı olacaktır.

3. Gönüllü Çalışmak ve Stajlar

Gönüllü çalışmak ve stajlar, hem deneyim kazanmanız hem de ağınızı genişletmeniz için mükemmel fırsatlar sunar. UNICEF, UNESCO, WHO gibi uluslararası kuruluşlarda gönüllü çalışabilir veya Google, Microsoft, Siemens gibi küresel şirketlerde staj yapabilirsiniz.

4. Yüksek Lisans ve Sertifika Programları

Yüksek lisans ve profesyonel sertifika programları, uzmanlaşmanızı ve kariyerinizde ilerlemenizi sağlar. Özellikle yapay zeka, veri bilimi, siber güvenlik gibi alanlarda alacağınız eğitimler, iş bulma şansınızı artıracaktır. Harvard, Stanford, MIT gibi prestijli üniversitelerin online programlarına katılabilirsiniz.

5. Yabancı Dil Öğrenmek

Yabancı dil bilmek, küresel iş dünyasında büyük bir avantajdır. İngilizce dışında, Almanca, Fransızca, Japonca veya Çince gibi dilleri öğrenmek, iş başvurularınızda size büyük bir avantaj sağlayacaktır. Dil öğrenme uygulamaları (Duolingo, Rosetta Stone, Babbel) bu süreçte size yardımcı olabilir.

6. Meslek Odaları ve Profesyonel Dernekler

Meslek odaları ve profesyonel dernekler, ağınızı genişletmek ve kariyerinizi ilerletmek için mükemmel fırsatlar sunar. IEEE, ACM, PMI gibi uluslararası meslek kuruluşlarına üye olabilir ve etkinliklerine katılabilirsiniz.

7. İletişim ve Networking

İletişim ve networking becerileri, iş dünyasında başarının anahtarıdır. Profesyonel kartvizitler bastırarak ve çeşitli konferanslara, seminerlere katılarak çevrenizi genişletin. Tanıştığınız kişilere kartvizitinizi verin ve onlardan kartvizit alarak bağlantılarınızı güçlendirin.

8. Özgeçmiş ve Kapak Mektupları

Özgeçmişinizi (CV) güncelleyip, her iş başvurusu için özel kapak mektupları yazmalısınız. Kapak mektubu, başvurulan işle ne kadar uyumlu olduğunuzu gösteren kısa bir özet metnidir. Profesyonel yardım almak için kariyer danışmanlarından veya online platformlardan faydalanabilirsiniz.

9. Takip ve Teyit

İş başvurusu yaptıktan sonra, başvurunuzun ulaşıp ulaşmadığını teyit etmek için firma ile iletişime geçin. Bu, işverenin dikkatini çekebilir ve iş bulma şansınızı artırabilir.

10. Sürekli Öğrenme ve Kendini Geliştirme

Yapay zeka çağında, sürekli öğrenme ve kendini geliştirme çok önemlidir. Online kurslar, web seminerleri, kitaplar ve profesyonel etkinliklerle kendinizi sürekli olarak geliştirin. Udemy, Khan Academy, Coursera gibi platformlar bu süreçte size yardımcı olabilir.

Uluslararası YouTube Video Önerileri

  1. TED Talks - Kariyer ve kişisel gelişim üzerine pek çok faydalı konuşma bulabilirsiniz.

  2. LinkedIn Learning - Profesyonel becerilerinizi geliştirebileceğiniz dersler ve eğitimler.

  3. Big Think - İş dünyası ve kariyer üzerine ilham verici videolar.

  4. Gary Vaynerchuk - Girişimcilik ve iş hayatı üzerine motive edici konuşmalar.

  5. Simon Sinek - Liderlik ve iş dünyası üzerine etkileyici konuşmalar.

Wednesday, July 24, 2024

The Journey of Mastering Soft Skills


Today, I want to share a significant chapter from my life that might resonate with many of you, especially those navigating new beginnings in foreign lands. Back in 2008, I moved to Canada, where I had the privilege of working as an academic at Alberta University. As a new permanent resident, I participated in the LINC program designed for newcomers, which immensely enriched my understanding of Canadian culture and, most notably, soft skills.

In 2009, I delivered a talk on "Soft Skills" at NorQuest College in Edmonton, a city known as the economic heart of Canada. This experience was not just about imparting knowledge but also about embracing the values of communication, emotional intelligence, and adaptability in a multicultural environment. I still cherish the CD of my talk, a keepsake that reminds me of how these skills are pivotal in shaping our professional and personal lives.

Although I returned to Istanbul University in 2010 and have not been back to Canada since, the lessons I learned there remain invaluable. Today, I am excited to bring that experience into the digital realm, hoping to provide insights and support to immigrants who share similar anxieties and aspirations.

Over the next few blog posts, I will delve into the essential soft skills that can help you thrive in any professional setting. From effective communication to leadership, these skills are not just about professional success but about enriching every interaction you have.

Stay tuned as we embark on this journey together, exploring strategies to develop these crucial skills and ensuring that your path to success is both fulfilling and impactful.

Warm regards,

Ali


Depreme Hazırlık: 10 Yılın Ardından Alınan ve Alınmayan Önlemlerin Etkisi

Ayasofya: İstanbul Depremlerinin Sessiz Tanığı


Evet, Ayasofya'dayız. İstanbul'un ve dünyanın en eski ve en kutsal mabetlerinden biri olan Ayasofya, pek çok insanın ziyaret ettiği önemli bir noktadır. Aynı zamanda Ayasofya, İstanbul'un depremlerine dair birçok bilgi barındıran tarihi bir yapı.


Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet Han'ın bize bıraktığı bir miras ve İstanbul'un fethinin sembolüdür. Ancak, bunun ötesinde Ayasofya, İstanbul'un sismik geçmişinin de sessiz bir tanığıdır. Son 2000 yıl içinde gerçekleşen depremlerle ilgili bilgiler büyük ölçüde Ayasofya üzerinden elde ediliyor.

Ayasofya'nın tarihi boyunca maruz kaldığı depremler ve bu depremlerden nasıl etkilendiği üzerine yapılan çalışmalar, İstanbul depremlerinin şiddeti hakkında bize önemli bilgiler veriyor. Örneğin, Ayasofya kaç defa yıkıldı, kaç defa onarıldı? Bu bilgiler, geçmişteki depremlerin ne kadar güçlü olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor.

Ayasofya, adeta bir şiddet ölçer gibi çalışıyor. Yapının deprem performansını ve tarihini anlamak, İstanbul'un sismik geçmişini anlamamıza yardımcı oluyor. Böylelikle, gelecekte olası depremlere karşı daha hazırlıklı olabiliriz.


Ayasofya, İstanbul'da yer aldığı için özellikle İstanbul depremleriyle ilgili etkilenme durumu önemlidir. 2023'teki Maraş depremleri İstanbul'da hissedilmiş olsa da, doğrudan Ayasofya'ya zarar vermemiştir. Ancak 1999 yılında meydana gelen Marmara Depremi, İstanbul'u ciddi şekilde etkileyerek Ayasofya'da da hasara yol açmıştır.

Ayasofya ve Depremler

Ayasofya, İstanbul'da yer alan ve Bizans İmparatorluğu tarafından 532-537 yılları arasında inşa edilen tarihi bir yapı olarak, tarih boyunca birçok büyük depreme maruz kalmış ve bu depremlerden çeşitli şekillerde etkilenmiştir. İşte Ayasofya'nın depremlerden nasıl etkilendiğine dair bazı önemli örnekler:

557 Depremi

  • Etkisi: Bu deprem, Ayasofya'nın kubbesinde büyük hasara yol açtı. Kubbenin önemli bir kısmı çöktü.
  • Onarım: Kubbe, Bizans İmparatoru Justinianus'un emriyle yeniden inşa edildi. Bu süreçte kubbenin tasarımı da güçlendirilerek yapının depreme karşı dayanıklılığı artırıldı.

1509 Depremi (Küçük Kıyamet)

  • Etkisi: İstanbul'un büyük bölümünü etkileyen bu deprem, Ayasofya'da da önemli hasarlara neden oldu. Yapının bazı bölümleri zarar gördü.
  • Onarım: Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılan onarımlarla Ayasofya tekrar restore edildi ve güçlendirildi.

1766 Depremi

  • Etkisi: Bu büyük depremde Ayasofya'nın kubbesi ve duvarlarında ciddi hasarlar meydana geldi.
  • Onarım: Osmanlı döneminde yine kapsamlı onarım çalışmaları yapılarak yapının dayanıklılığı artırıldı.

1894 Depremi

  • Etkisi: İstanbul'u etkileyen bu depremde Ayasofya'nın bazı bölümlerinde yapısal hasarlar oluştu.
  • Onarım: Sultan II. Abdülhamid döneminde yapılan onarımlar, yapının tekrar sağlamlaştırılmasını sağladı.

1999 Marmara Depremi

  • Etkisi: Bu büyük deprem, İstanbul'u ciddi şekilde etkiledi ve Ayasofya'da bazı yapısal hasarlara yol açtı. Minareler ve duvarlarda çatlaklar oluştu.
  • Onarım: Depremin ardından yapılan incelemeler ve onarımlar ile Ayasofya'nın dayanıklılığı artırıldı. Yapının temeli ve diğer kritik bölümleri güçlendirildi.

Genel Güçlendirme ve Koruma Çalışmaları

Temelin Sağlamlaştırılması (2000)

  • Detaylar: 2000 yılında yapılan çalışmalarla Ayasofya'nın temeli sağlamlaştırıldı ve yapının depreme karşı dayanıklılığı artırıldı.

Minarelerin Güçlendirilmesi (2013)

  • Detaylar: 2013 yılında, Ayasofya'nın minareleri çelik çubuklarla güçlendirilerek yapının depreme karşı direnci artırıldı.

Sürekli Bakım ve Koruma

  • Detaylar: Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, Ayasofya'nın depreme karşı korunması için sürekli bakım ve onarım çalışmaları yapılmaktadır. Ayasofya'nın depreme dayanıklı hale getirilmesi amacıyla sürekli olarak bilimsel araştırmalar ve teknik incelemeler gerçekleştirilmektedir.

Öne Çıkan Akademik Çalışmalar ve Projeler

Ayasofya'nın depremlerden nasıl etkilendiği ve bu etkilerin nasıl onarıldığı konusunda birçok uluslararası akademik çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar, mühendislik, mimarlık, arkeoloji ve tarih gibi çeşitli disiplinlerden bilim insanları tarafından yürütülmüştür. İşte bazı önemli uluslararası akademik çalışmalar ve projeler:
  1. UNESCO ve ICOMOS Raporları

    • Detaylar: UNESCO ve Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS), Ayasofya'nın korunması ve restorasyonu hakkında birçok rapor yayınlamıştır. Bu raporlar, Ayasofya'nın tarihsel ve yapısal analizlerini içerir ve restorasyon çalışmaları için rehberlik sağlar.
    • Öne Çıkan Çalışma: "Hagia Sophia: A Technical Report" adlı rapor, Ayasofya'nın yapısal analizini ve depreme karşı dayanıklılığını inceleyen kapsamlı bir çalışmadır.
  2. Harvard University and MIT Collaboration

    • Detaylar: Harvard Üniversitesi ve Massachusetts Institute of Technology (MIT) tarafından ortaklaşa yürütülen projeler, Ayasofya'nın yapısal analizini ve deprem mühendisliği çalışmalarını içermektedir. Bu projeler, yapının dinamik davranışını ve depreme karşı dayanıklılığını incelemektedir.
    • Öne Çıkan Çalışma: "Dynamic Analysis of Hagia Sophia" adlı çalışma, Ayasofya'nın deprem sırasında nasıl davrandığını ve hangi bölgelerin en çok etkilendiğini analiz etmektedir.
  3. University of Oxford

    • Detaylar: Oxford Üniversitesi'nde yapılan çalışmalar, Ayasofya'nın tarihi ve yapısal özelliklerini inceleyerek, yapının depreme karşı dayanıklılığını artırmak için önerilerde bulunmuştur.
    • Öne Çıkan Çalışma: "Seismic Assessment of Hagia Sophia" adlı makale, Ayasofya'nın yapısal analizini ve depreme karşı alınabilecek önlemleri kapsamaktadır.
  4. ETH Zurich

    • Detaylar: İsviçre'deki ETH Zurich tarafından yürütülen çalışmalar, Ayasofya'nın yapısal analizini ve tarihi depremlerden nasıl etkilendiğini incelemiştir. Bu çalışmalar, modern mühendislik teknikleriyle yapılan restorasyonların etkinliğini değerlendirmektedir.
    • Öne Çıkan Çalışma: "Structural Health Monitoring of Hagia Sophia" adlı proje, Ayasofya'nın sürekli olarak izlenmesini ve yapısal sağlığının değerlendirilmesini içermektedir.
  5. Bogazici University Kandilli Observatory and Earthquake Research Institute (KOERI)

    • Detaylar: Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Ayasofya'nın depreme karşı dayanıklılığını artırmak için kapsamlı analizler yapmış ve restorasyon çalışmalarına katkıda bulunmuştur.
    • Öne Çıkan Çalışma: "Seismic Retrofitting of Historical Monuments in Istanbul" adlı çalışma, Ayasofya'nın depreme karşı güçlendirilmesi için önerilerde bulunmuştur.

Yayınlar ve Konferanslar

  • Journal of Architectural Conservation: Bu dergide yayınlanan makaleler, Ayasofya'nın tarihi ve yapısal analizlerini içermektedir.
  • Earthquake Engineering & Structural Dynamics: Bu dergide, Ayasofya'nın deprem mühendisliği açısından incelendiği makaleler bulunmaktadır.
  • International Conference on Earthquake Engineering: Bu konferansta sunulan bildiriler, Ayasofya ve benzeri tarihi yapıların depreme karşı dayanıklılığını incelemektedir.

Önerilen Kaynaklar ve Referanslar

  1. UNESCO Reports on Hagia Sophia: UNESCO'nun Ayasofya hakkında yayınladığı teknik raporlar ve restorasyon rehberleri.
  2. Harvard-MIT Papers on Hagia Sophia: Harvard Üniversitesi ve MIT tarafından yayınlanan akademik makaleler.
  3. Seismic Assessment of Hagia Sophia (Oxford University): Oxford Üniversitesi'nden Ayasofya'nın depreme karşı dayanıklılığını inceleyen makaleler.
  4. Structural Health Monitoring of Hagia Sophia (ETH Zurich): ETH Zurich tarafından Ayasofya'nın yapısal sağlığını izleyen projeler ve raporlar.
  5. Seismic Retrofitting of Historical Monuments in Istanbul (KOERI): Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan çalışmalar.

YouTube ve Diğer Kaynaklar

  • Ayasofya'nın Depremle Mücadelesi - National Geographic
  • Ayasofya'nın Restorasyonu ve Depreme Dayanıklılığı - TRT Belgesel
  • Ayasofya ve Depremler - BBC Earth

Bu kaynaklar ve çalışmalar, Ayasofya'nın depremlerden nasıl etkilendiğini ve bu etkilerin nasıl onarıldığını detaylı bir şekilde incelemektedir. Ayasofya'nın tarihi ve yapısal özelliklerini daha iyi anlamak ve yapılan restorasyon çalışmalarını görmek için bu kaynakları inceleyebilirsiniz.

Sonuç:

Ayasofya, tarih boyunca birçok depremden etkilenmiş ve her seferinde yapılan onarımlar sayesinde ayakta kalmayı başarmıştır. Yapının depreme karşı dayanıklılığını artırmak için yapılan çalışmalar ve uluslararası bilimsel araştırmalar, Ayasofya'nın gelecek nesillere aktarılmasını güvence altına almaktadır. Eğer Ayasofya'nın depremle mücadelesi hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz, önerdiğim YouTube videolarını izleyebilir ve ilgili bilimsel çalışmaları inceleyebilirsiniz. Ayrıca, AFAD'ın resmi web sitesinde de depremler ve korunma yöntemleri hakkında daha fazla bilgi bulabilirsiniz.


Ayasofya'nın hikayesini keşfetmek, İstanbul'un depremselliğini anlamamıza katkı sağlıyor. Bu tarihi yapı, sadece bir ibadet yeri değil, aynı zamanda bir bilgi hazinesidir. Ayasofya'nın sessiz ama güçlü hikayesini anlamak, bizi İstanbul'un sismik geçmişine götürüyor.


Uluslararası Video Önerisi:

Video: The Great Hagia Sophia: Earthquake Resilience Through Ages

Bu video, Ayasofya'nın tarih boyunca maruz kaldığı depremleri ve yapının bu depremlere karşı nasıl dayanıklı kaldığını detaylı bir şekilde anlatıyor. Ayasofya'nın mühendislik harikası yapısını ve tarihi sürecini anlamak isteyenler için harika bir kaynak.


Monday, July 22, 2024

Hayat ve Pozitif Düşünmenin Gücü

Hayat, doğumla başlayıp ölümle biten bir sınav gibidir. Hepimiz farklı yollardan geçer, çeşitli deneyimler yaşarız. Bazen başarırız, bazen başarısız oluruz. Önemli olan, her deneyimden ders çıkarıp asla pes etmemektir.

Tıpkı nehirler gibi, biz de sürekli ileriye akarız. Geçmiş geride kalır ve onu değiştiremeyiz. Ama geleceği şekillendirme gücüne sahibiz. Geçmişten ders alarak ve olumlu bir bakış açısıyla geleceğe bakarak daha anlamlı ve başarılı bir hayat yaşayabiliriz.

Ben de kendi hayatımda geçmişten ders almanın ve olumlu düşünmenin önemini çok gördüm. Akademik hayatımda engellerle karşılaştım, mücadele ettim. Hayallerimi başka ülkelerde gerçekleştirdim. Ülkeme dönmekten ve burada üretmekten vazgeçmedim. Engeller hep çıktı ama asla yıkılmadım, her seferinde ayağa kalkmayı bildim.

Muhammed Ali'nin dediği gibi, "Kaç kere başardığımı değil, kaç kere düştükten sonra kalktığımı bana sorun." Ben de çok düştüm ama pes etmedim. Çünkü umutsuzluğa kapılmanın ve vazgeçmenin bir çözüm olmadığını biliyordum.

Mevlâna Celaleddin Rumi'nin Mesnevi'sinde dediği gibi, "Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım." Bu söz, geçmişe takılıp kalmanın anlamsız olduğunu ve her yeni günün yeni fırsatlar sunduğunu hatırlatıyor bize.

İbn Haldun da Mukaddime'sinde, toplumların ve medeniyetlerin de tıpkı nehirler gibi aktığını ve sürekli değiştiğini söylüyor. Ona göre, geçmişten ders çıkarmayan toplumlar aynı hataları tekrarlamaya mahkumdur.

Hem Mesnevi hem de Mukaddime, bize geçmişten öğrenerek geleceği inşa etmemiz gerektiğini öğütlüyor. Geçmişte yaptığımız hataları tekrarlamamalı, aynı zamanda geçmişte başardıklarımızdan ilham alarak daha da ileriye gitmek için çabalamalıyız.

Olumlu düşünmek, geleceği şekillendirmede önemli bir rol oynar. Umutlu ve iyimser bir bakış açısı bizi motive eder ve hedeflerimize ulaşmak için gereken enerjiyi verir. Mevlâna'nın da dediği gibi, "Ümitsizliğin ardında nice ümitler var. Karanlığın ardında nice güneşler var." Her zaman umudumuzu korumamız gerektiğini unutmamalıyız.

Pozitif düşünmenin gücü, motivasyon konuşmacısı Brian Tracy'nin de üzerinde durduğu önemli bir konudur. Tracy, pozitif düşünmenin pozitif sonuçlar doğurduğunu ve genellikle mutluluk sağladığını belirtir. Pennsylvania Üniversitesi’nde yapılan 22 yıllık bir çalışmada, başarılı bireylerin hedefleri ve bunlara ulaşma yollarını düşündükleri tespit edilmiştir. Başarılı kişiler, istedikleri şeyler hakkında düşünürken, başarısız kişiler sorunlarını ve geçmişteki olayları sorgulamaktadır.

İyimserlik öğrenilebilir bir özelliktir ve bireylerin başarısı için kritik öneme sahiptir. Pozitif düşünce teknikleri, pozitif kendine konuşma, görselleştirme ve pozitif insanlarla bir arada olma gibi yöntemlerle zihin eğitilebilir. Zihninizi olumlu içeriklerle beslemek, ruh halinizi ve genel sağlığınızı iyileştirir. Hayat boyu öğrenme ve kişisel gelişim, bireylerin başarıya ulaşmasını hızlandırır.

Dengeli beslenmek, düzenli spor yapmak ve yeterli dinlenme sağlamak, pozitif bir zihin durumu oluşturur. Pozitif beklentiler, bireylerin hayatta iyi sonuçlar elde etmesine yardımcı olur, çünkü bunlar kendi kendini gerçekleştiren kehanetlerdir. Zorluklar karşısında pozitif kalabilmek önemlidir; bu sayede bireyler ruh halleri üzerinde kontrol sahibi olabilirler.

Pozitif düşüncenin ve etkili iletişimin gücünü vurgulayan bir diğer önemli kaynak ise Marjorie Templeton'un deneyimleridir. Marjorie, Parkinson hastası olan kocasına bakarken yaşadığı sağlık sorunlarını paylaşarak, Alzheimer ve bunama hastaları için tasarlanmış bir "fidget mouth" cihazını tanıtmaktadır. Bu cihaz, hastaların zihinsel ve fiziksel olarak meşgul kalmalarını sağlamaktadır. Marjorie, ayrıca diyabet doktoru ziyareti sırasında yaşadığı komik bir anıyı paylaşarak, kişisel sorumluluğun ve olumlu tutumun önemine vurgu yapmaktadır. Bu hikaye, sağlık sorunlarıyla başa çıkmada pozitif düşüncenin ve mizahın gücünü göstermektedir.

Jane Frost, Marjorie'yi hemşirelik sınıflarında gerçek bir karakter olarak kullanarak öğrenci etkileşimini artırmaktadır. Etkili iletişim ve şefkatli etkileşimlerin sağlık sonuçlarını iyileştirdiğini vurgulayan Frost, deneyim yoluyla öğrenmenin ve geri bildirimin iletişim becerilerinin gelişimindeki rolünü savunmaktadır. Öğrenciler, hasta bakımında onur ve kırılganlık gibi kavramları daha iyi anlamak için karakterlerle etkileşimde bulunmaktadır. Simülasyon etkinlikleri sayesinde öğrenciler, empati kazanmaları için kolostomi torbası ve bariatrik kostüm giymektedirler.

Frost, komaya yatmış bir hasta ile olan deneyimini paylaşarak insan bağlantısının önemine dikkat çekmektedir. Bu deneyim, öğrencilerin hasta bakımında empati ve insanlık değerlerinin ne kadar önemli olduğunu anlamalarına yardımcı olmaktadır. Son olarak, Frost herkese bir hemşire ile etkileşimde bulunacaklarını hatırlatarak, şefkat ile birey olarak tanınmanın önemini vurgulamaktadır. Bu çağrı, sağlık profesyonellerinin ve genel halkın, sağlık iletişimini ve insan onurunu her zaman ön planda tutmaları gerektiğini hatırlatmaktadır.

Sonuç

Hayat sınavında başarılı olmak için geçmişten ders almalı, olumlu düşünmeli ve asla pes etmemeliyiz. Unutmayalım ki, her başarısızlık yeni bir başlangıç için bir fırsattır. Pozitif düşünce ve etkili iletişim, hem kişisel hem de toplumsal başarının anahtarıdır. Hem bireysel hem de profesyonel hayatımızda, bu değerleri benimsemek ve uygulamak, daha mutlu ve başarılı bir geleceğe adım atmamıza yardımcı olacaktır.

Depremler ve Uyanış Çağrısı: Global Bir Sorun ve Alınması Gereken Dersler

Depremler, doğanın uyanış çağrısı olarak kabul edilebilir; ancak bu çağrıyı duymayan birçok ülke var. Her yıl dünyanın dört bir yanında meydana gelen depremler, ölüm ve yıkım getiriyor ve bu durumun önüne geçebilmek için global ölçekte harekete geçilmesi gerektiğini gösteriyor.

1 Mayıs 2003 sabahı, Bingöl ve çevresini sarsan büyük bir deprem yaşandı. Yerel saatle 03:27'de meydana gelen bu 6,4 büyüklüğündeki deprem, büyük bir yıkıma yol açtı. Depremin merkez üssü, Bingöl'ün kuzeyindeki Çeltiksuyu köyü idi.

Bu felakette 177 kişi hayatını kaybetti, 521 kişi yaralandı. 625 bina tamamen yıkıldı ve 1602 bina ağır hasar aldı. Depremin etkileri, Bingöl ve çevresindeki birçok ilde hissedildi.

Çeltiksuyu Yatılı Bölge Okulu'nda 84 öğrencinin hayatını kaybetmesi, depremin en üzücü yönüydü. Bu olay, eğitim kurumlarının depreme dayanıklı olması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.

Depremde yıkılan ve hasar gören binaların çoğu, deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa edilmemişti. Bu durum, yapı denetimi ve imar uygulamalarının önemini vurguladı.

Depremden sonra, Türkiye’nin dört bir yanından bölgeye yardım yağdı. Bu dayanışma, zor zamanlarda birlik ve beraberlik içinde olmanın önemini gösterdi.

Depremden Alınması Gereken Dersler:

  • Eğitim kurumlarının depreme dayanıklı olması: 20 yıl sonra 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremi'nde de birçok eğitim kurumu yıkıldı. 2003 depreminden gerekli dersler alınmadığı görülüyor.
  • Yapı denetimi ve imar uygulamalarının önemi: 2023 depreminde de çoğu bina deprem yönetmeliğine uygun inşa edilmemişti. Bu, bu konudaki eksikliklerin devam ettiğini gösteriyor.
  • Acil durum planlarının hazırlanması: 2003 ve 2023 depremlerinde, acil durum planlarının yetersizliği ve koordinasyon eksiklikleri yaşandı.
  • Deprem bilincini artırmak: Deprem bilincini artırmak ve topluma doğru bilgi sunmak, gelecekteki can kayıplarını azaltmak için kritik öneme sahip.

2003 Bingöl Depremi'nden gerekli dersler alınmış olsaydı, 2023 Kahramanmaraş Depremi'ndeki can kayıpları ve yıkım daha az olabilirdi. Deprem gerçeğini her zaman aklımızda tutmalı ve gerekli önlemleri alarak geleceğe daha güvenli bir şekilde hazırlanmalıyız.

Unutulmamalıdır ki, 1 Mayıs 2003 Bingöl Depremi ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremi, Türkiye’nin deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu gerçeğin farkında olmak ve gerekli önlemleri almak, gelecekteki trajedileri önlemenin tek yoludur.

Doğrulanmış Referanslar:

  • Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü - 1 Mayıs 2003 Bingöl Depremi: Kandilli Rasathanesi
  • Anadolu Ajansı - 2003 Bingöl Depremi
  • Ulusal Jeofizik Enstitüsü - Bingöl Depremleri: AFAD Deprem

Sunday, July 21, 2024

1930-2024 Yılları Arasında Türkiye ve Japonya'daki Depremlerin Karşılaştırmalı Analizi

Son 70 Yılda Türkiye'yi Sarsan Depremler: Can Kaybı, Bina Hasarları ve Ekonomik Maliyetler


Türkiye, aktif fay hatları üzerinde yer alan ve deprem riski yüksek bir ülkedir. Son 70 yılda (1930-2024) ülkemiz birçok yıkıcı depremle sarsılmıştır. Bu yazıda, bu depremlerin neden olduğu can kayıplarına, bina hasarlarına ve ekonomik maliyetlere göz atacağız.

Veriler:

  • Kaynak: AFAD, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırmaları Enstitüsü (KRDAE)
  • Zaman Dilimi: 1930-2024
  • Büyüklük: 7 ve üzeri
  • Veriler: Can kaybı, hasarlı bina sayıları ve ekonomik maliyetler

The Cost of Staying True: The Struggle Between Humanity and Conscience 🌿

"It doesn't matter how good a person you are; you will be seen as the worst person the moment you make your first mistake." 📜...