Monday, May 20, 2024

Kedi Felsefesi: Kedilerden Hayat Dersleri

İstanbul'un Deprem Gerçeği: Beklenen Değil, Olabilecek Deprem! Hazır mıyız?


Basitlik Anlayışın Anahtarı mı? Bilimsel Bir Bakış Açısı ve Kişisel Deneyim

WadoRyu Karate: Barışın Yolunda Yumuşaklığın Gücü


Karate deyince aklınıza sert vuruşlar ve güçlü hareketler geliyorsa, WadoRyu Karate ile tanışmanızın zamanı gelmiş demektir. Evet, WadoRyu da disiplin ve güç gerektirir, ama temelinde bambaşka bir felsefe yatar.

WadoRyu, "Barışın Yolu" anlamına gelir. Sertlik yerine uyumu ve akıcılığı vurgulayan bu stil, rakibin gücünü kullanarak onu yenmeyi hedefler. Denge, çeviklik ve zamanlama WadoRyu'nun temel taşlarıdır.

WadoRyu Karate'nin size kazandıracakları:

  • Kendini savunma yeteneği: WadoRyu teknikleri, saldırıları savuşturmak ve rakibin dengesini bozmak için idealdir.
  • Gelişmiş kondisyon: WadoRyu antrenmanları size güç, dayanıklılık ve esneklik kazandırır.
  • Zihinsel gelişim: WadoRyu disiplini ve odaklanmayı geliştirir.

Yaşınız ne olursa olsun, WadoRyu Karate size göre olabilir. Formunuzu korumak, kendinizi savunmayı öğrenmek ve zihinsel olarak gelişmek istiyorsanız, WadoRyu size bu imkanı sunar.

Kişisel Hikayem:

1980-1983 yılları arasında, lise öğrencisiyken WadoRyu Karate ile tanıştım. O zamanlar bugünkü gibi TV kanalları ve diziler yoktu. Akşamların sakinliği, spor yapmak için ideal bir ortam sunuyordu. Fatih, Kumkapı, Beşiktaş ve Üsküdar gibi farklı WadoRyu dojo'larında antrenman yapma fırsatı buldum. Bu sayede farklı bakış açıları edindim ve kendimi geliştirdim. WadoRyu Karate bana sadece teknik ve fiziksel beceriler kazandırmakla kalmadı, aynı zamanda çok yönlü düşünme ve esneklik kabiliyeti de kazandırdı.

Üniversiteyi bitirdikten sonra yüksek lisansa başladım. Bu süreçte, karateye ilk başladığım yer olan Fatih Olimpiyat Spor Merkezi'nde çocuklara ücretsiz WadoRyu Karate dersi vermeye başladım. Karate derslerinden sonra ise 2. Dan seviyesinde olduğum Tai Chi Chuan Kung Fu dersleri vererek yüksek lisans masraflarımı karşıladım.

Yıllar sonra bile WadoRyu Karate'nin bana kattıklarını hissediyorum. Spor disiplinini, azmi ve kararlılığı hayatımın her alanına taşıdım. Spora her zaman devam etmenin önemini biliyorum ve bunu herkese tavsiye ediyorum.

WadoRyu Karate'ye başlamak isteyenlere tavsiyelerim:

  • Ertelemeyin: Spora başlamak için her zaman bir bahane bulabilirsiniz. En önemlisi harekete geçmektir.
  • Doğru eğitmeni bulun: Kendinize uygun bir eğitmen bulmak, spordan keyif almanızı ve doğru teknikleri öğrenmenizi sağlayacaktır.
  • Düzenli antrenman yapın: Başarı için en önemli unsur düzenli antrenmandır.
  • Pes etmeyin: Spor yapmak emek ve sabır gerektirir. Zorluklar karşısında pes etmeyin ve hedeflerinize ulaşmak için çalışmaya devam edin.

WadoRyu Karate, her yaştan insan için uygun bir spordur. Eğer siz de kendinizi geliştirmek, yeni bir şeyler öğrenmek ve eğlenmek istiyorsanız WadoRyu Karate size göre olabilir.

Umarım bu blog yazısı size ilham vermiştir.

Not: Bu blog yazısını kendi ihtiyaçlarınıza göre uyarlayabilirsiniz.

Ayrıca:

  • WadoRyu Karate hakkında daha fazla bilgi edinmek için internette araştırma yapabilirsiniz.
  • Yakınınızdaki WadoRyu dojo'larını öğrenmek için Türkiye Karate Federasyonu'nun internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.
  • WadoRyu Karate ile ilgili videolar izlemek için YouTube'a göz atabilirsiniz.

Spora her zaman devam!




ŞENEL İNCE VE WADO.RYU KARATE ÇALIŞAN TALEBELERI...1981..BEŞIKTAS..NOSTALJİ ..



Bilginin ve Kültürün Kapıları: Kütüphaneler


Kütüphaneler benim için tozlu raflar ve eski kitaplardan çok daha fazlasını ifade ediyor. Onlar, bilgi ve kültürün ışıl ışıl parlayan kapıları gibi. Her yaştan insan için öğrenmenin ve keşfetmenin keyfini sundukları gibi, aynı zamanda bir araya gelip sosyalleşmenin de ideal ortamları. Bu yazıda, Kanada ve Japonya'daki kütüphanelerin göz kamaştıran örneklerini inceleyeceğim ve ülkemizde de kütüphanelerin neden hak ettiği değeri görmesi gerektiğini vurgulayacağım.

Kendi Kütüphane Serüvenim:

Ben kütüphanelere üye olmaya lise öğrencisi iken başladım. Bu sayede, okumak istediğim kitaplara kolayca erişebiliyordum. Üniversiteye hazırlanırken ev ortamında çalışmak için uygun bir alanım olmadığından Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin kütüphanesini kullandım. Kütüphanedeki sessiz ve huzurlu ortam, ders çalışmam için ideal bir ortam sağlıyordu. Üniversiteye girdikten sonra da en huzurlu vakit geçirdiğim alanlar kütüphaneler oldu. Araştırma yapmak, ders çalışmak veya sadece keyifli vakit geçirmek için her zaman kütüphanelere gittim. Kanada ve Japonya'yı ziyaret ettiğimizde de ailece kütüphanelere gitmeyi ihmal etmedik. Bu ülkelerdeki kütüphanelerin modern ve işlevsel yapısı beni çok etkiledi.

Kütüphanelerin Önemi:

Kütüphaneler sadece kitap okumak için değil, bilgi denizinde kulaç atmak için de mükemmel birer ortamdır. Günlük gazeteler, popüler dergiler, en son çıkan filmler, sessizce okuyabileceğiniz huzurlu köşeler, bilgisayara erişim imkanı... Aradığınız her şey ve daha fazlası kütüphanelerde sizi bekliyor.

Kütüphaneler, bir ulusun kültürel mirasını korumak ve gelecek nesillere aktarmak için de önemli bir rol oynar. Yerel yazarların eserleri, tarihi belgeler, kültürel etkinlikler ve daha pek çok şey kütüphanelerde hayat bulur. Ailece keyifli vakit geçirmek ve kültürel değerlerimizi paylaşmak için de kütüphaneler ideal ortamlardır.

Dünyanın en büyük kütüphaneleri:
  • Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi: 164 milyonun üzerinde basılı materyal barındıran dünyanın en büyük kütüphanesidir.
  • British Library: 170 milyonun üzerinde esere sahip, dünyanın en büyük araştırma kütüphanelerinden biridir.
  • Bibliothèque nationale de France: 14 milyondan fazla esere sahip Fransa'nın ulusal kütüphanesidir.

En İyi Öğretmenler: Bilgi Aktarmanın Ötesine Geçmek


“En iyi öğretmenler, nereye bakacağınızı gösteren, ama ne göreceğinizi söylemeyenlerdir.” Bu alıntı, eğitim camiasında sıkça duyduğumuz bir sözdür. Peki bu ne anlama gelir? Gerçekten de en iyi öğretmenler bilgi aktarmaktan öte bir şey mi yapmalıdır?

Basit Bir Açıklama:

Bu söz, en iyi öğretmenlerin sadece bilgi aktarmakla kalmayıp, öğrencilerin kendi düşünmelerini ve keşfetmelerini de teşvik ettiğini ifade eder. Bu öğretmenler, öğrencilere cevapları vermeden önce sorular sorarak ve rehberlik ederek öğrenmeyi teşvik ederler.

Örnek:

Bir tarih öğretmeni Kurtuluş Savaşı'nı anlatırken sadece ders kitabından okumak yerine, öğrencilere savaşla ilgili birinci el kaynaklar da verebilir. Öğretmen, öğrencilere savaşın nedenlerini ve sonuçlarını sorarak ve farklı bakış açılarını tartışarak kendi fikirlerini oluşturmalarına yardımcı olabilir.

Kişisel Deneyimlerim:

Ben de lise yıllarımda tarih hocamın benzer bir yöntem kullandığını hatırlıyorum. Bize her hafta soru setleri verirdi, ama cevap anahtarını vermezdi. Bu da bizi soruların cevaplarını araştırmaya ve kendi başımıza çalışmaya teşvik ederdi. Sınavda da bize önceden verdiği sorulardan çıkardı. Bu yöntem bana, öğrenmenin sadece doğru cevapları ezberlemekten ibaret olmadığını, araştırmayı ve sorgulamayı da gerektirdiğini öğretti.

Bir başka ilginç deneyimim ise "Take Home Exam" sınavıydı. Bu sınavda da sorular önceden veriliyordu, ama bu sefer verilen sorular sınavın aynısıydı. Tek yapmamız gereken, 24 saat içinde soruların cevaplarını bulmaktı. Sorular o kadar zordu ki, kitaplarda cevaplarını bulamadık. Matematik soruları için üniversitenin matematik bölümüne bile gitmek zorunda kaldım. İlginç olan, matematik hocalarına sorduğumuzda, "Bu benim uzmanlık alanım değil" diyerek bizi başkalarına yönlendirmişlerdi. Bu sınav bana, zorluklarla başa çıkmanın ve çözümler için farklı kaynaklardan yardım almanın önemini öğretti.

Farklı Bakış Açıları:

Bu sözün doğruluğu veya yanlışlığı, her bireyin kendi eğitim anlayışına göre değerlendirebileceği bir konudur.

Destekleyen Görüşler:

  • Öğrencilere sadece bilgi vermek yerine, kendi başlarına düşünmelerini ve keşfetmelerini teşvik etmek daha iyidir.
  • Öğretmenler, öğrencilere doğru cevapları vermek yerine, sorular sorarak ve rehberlik ederek kendi fikirlerini oluşturmalarına yardımcı olmalıdır.

Karşıt Görüşler:

  • Bazı durumlarda, öğrencilere doğru bilgiyi vermek ve rehberlik etmek önemlidir.
  • Kendi başlarına keşfetmelerine izin vermek, öğrencilerin yanlış bilgiler edinmesine veya zaman kaybetmesine neden olabilir.

Alternatif Görüşler:

  • En iyi öğretmenler, farklı öğrenme stillerine ve ihtiyaçlara hitap edebilenlerdir.
  • Bazı öğrenciler rehberliğe ve yapıya ihtiyaç duyarken, bazıları ise kendi başlarına keşfetmek ve öğrenmek için daha fazla özgürlüğe ihtiyaç duyarlar.
  • En iyi öğretmenler, her öğrencinin potansiyelini en üst düzeye çıkaracak şekilde farklı öğretim yöntemlerini kullanabilenlerdir.

Sonuç:

"En iyi öğretmenler..." ifadesi, eğitim felsefesi açısından tartışmaya açık bir konudur. Bu ifadenin doğruluğu veya yanlışlığı, her bireyin kendi eğitim anlayışına göre değerlendirebileceği bir konudur.

En Önemlisi:

Öğrencilerin öğrenmesini teşvik eden ve potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı olan öğretmenler her zaman değerlidir.








Depremler ve Türkiye'nin Riskleri: Jeofizik Bakış

Bandırma 17 Eylül Üniversitesi, Türkiye'nin risklerini ele alan bir seminer düzenledi. Seminerde, depremler ve ülkemizin jeofizik açıdan karşılaştığı riskler tartışıldı. Seminer, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ali Osman Öncel'in katılımıyla gerçekleşti. Rektör Prof. Dr. İsmail Boz'un da katıldığı etkinlikte, üniversite personeli, basın mensupları, vatandaşlar ve öğrenciler de yer aldı. Seminerin açılışında, Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Rektör Boz, seminerin önemine vurgu yaparak, depremlerin Türkiye'nin geleceği üzerindeki etkilerini ele aldı.

Prof. Dr. Öncel'in sunumu, depremlerin ve ülkemizin jeofizik risklerinin detaylı bir analizini sundu. Öncel, depremlerle baş etme stratejilerinin bilimsel temellere dayandırılması gerektiğini belirtti ve "vatandaş sismolojisi" modeliyle toplumsal sorumluluğa vurgu yaptı.

Öncel, Türkiye'nin aktif fay hatları üzerinde olduğunu ve büyük bir deprem riski altında bulunduğunu vurgulayarak, yapı denetimlerinin zemin konusunda yetersiz olduğunu ifade etti. Bu nedenle, kentsel dönüşümün önemine dikkat çekti.

Seminer, katılımcıların sorularının cevaplandırılması ve hatıra fotoğrafının çekilmesiyle son buldu.

Bu seminer, Türkiye'nin jeofizik risklerini anlamak ve toplumsal olarak bu konuda bilinçlenmek adına önemli bir adım oldu. Gelecekteki seminerlerle bu konuların daha da derinlemesine ele alınması, toplumun deprem ve jeofizik risklerine karşı daha hazırlıklı olmasına yardımcı olacaktır.






Dünya Sigarayı Bırakma Günü'nde: İçindeki Ormanı Koru!


Bugün sizlerle Dünya Sigarayı Bırakma Günü'nde önemli bir konuya odaklanmak istiyorum: sigarayı bırakma ve sağlıklı bir yaşamı seçme kararı. Sigara, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir alışkanlık. Ancak, bu alışkanlıktan kurtulmanın ve daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemenin mümkün olduğunu bilmek önemlidir.

Kişisel bir deneyim üzerinden başlamak istiyorum. Lisede okurken, Yeşilay Kolu üyesiydim. Bir gün, okulumuzun Yeşilay ziyaretinde gördüğüm bir resim beni derinden etkiledi. Resim, sigaranın akciğerlere verdiği zararı açıkça gösteriyordu ve o günden beri sigara içmeyi reddettim. Bu deneyim, sigaranın insan vücudu üzerindeki olumsuz etkilerini anlamamı sağladı ve içenleri bırakmaları için teşvik etmek için çaba harcadım.

Sigaranın vücuda verdiği zararları göz önünde bulundurarak, sigarayı bırakmanın faydalarını ve bu süreçte karşılaşılabilecek zorlukları ele almak istiyorum. Ayrıca, sigarayı bırakmak için bazı ipuçları ve yardım kaynaklarını paylaşacağım.

Unutmayın, her adım önemlidir ve sigarayı bırakmak için küçük adımlar bile büyük bir fark yaratabilir. Birlikte daha sağlıklı bir gelecek için bu mücadeleyi verelim!