Friday, April 26, 2024

Japonya ile 100 Yıllık Dostluk ve İş Birliği: Bilim ve Teknoloji Alanında Geleceği Arayış



Değerli Bilim ve Teknoloji Derneği Üyeleri,

Bugün sizlerle beraber, Japonya ile Türkiye arasındaki 100 yıllık dostluğun ve iş birliğinin önemli bir dönüm noktasını kutlamak için buradayım. Bu özel vesileyle, Japonya'nın bilim ve teknoloji alanındaki olağanüstü başarılarını ve Türkiye'ye sağlayabileceği katkılarını inceleyeceğiz.

Sunumumuzda, Japonya'nın jeofizik mühendisliği, işletme yönetimi, bilim ve teknoloji enstitüleri, çevre kirliliği ve depremle mücadele gibi alanlardaki öncü çalışmalarını ele alacağız. Bu çalışmalardan elde edilen bilgi ve deneyimlerin Türkiye'deki bilim ve teknoloji gelişimi için nasıl bir ilham kaynağı olabileceğini keşfedeceğiz.

Ayrıca, Japonya'daki eğitim ve iş birliği imkanlarını da inceleyeceğiz. Bu imkanların Türk bilim insanları ve araştırmacıları için ne gibi fırsatlar sunduğunu ve iki ülke arasındaki bilimsel ve teknolojik iş birliğini nasıl geliştirebileceğini göreceğiz.

Bilim ve teknolojinin her iki ülke için de ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bu sunum ile, Japonya'nın bilim ve teknoloji alanındaki bilgi birikiminden ve deneyimlerinden faydalanarak, Türkiye'deki bilimsel ve teknolojik gelişmeyi ilerletmek için yeni fikirler ve imkanlar sunmayı umuyoruz.

Sunumumuzu dinlerken, Japonya'nın bilim ve teknoloji alanındaki başarılarının ve Türkiye'ye sağlayabileceği katkılarının farkına varacağınıza inanıyorum.



Uygarlığın Işığı: Bilim ve Eğitim

"BİLİMSİZ Uygarlık ve Medeniyet Yolu Yoktur. Bilim İnsanlarına İyi Muamele ve Onlardan Yararlanma İle Medeniyet Yolunda Mesafe Alınır." sözüm, bilimin ve eğitimin uygarlığın temelleri olduğunu ve bu alanlardaki insanlara değer vermenin toplumların gelişmesi için ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu yazıda, bu sözden ilham alarak, Mesnevi ve Mukaddime gibi eserlerden de yararlanarak, bilimin ve eğitimin önemini hem global hem de felsefi bir boyutta inceleyeceğim.

Bilim ve Eğitim: Temel Taşlar

Bilim ve eğitim, bir binanın temel taşları gibi, uygarlığın gelişmesi için gereklidir. Bilimsel düşünme ve araştırma, evreni ve kendimizi daha iyi anlamamızı sağlar. Eğitim ise, ahlaki değerler kazandırır ve bizi daha iyi insanlar haline getirir. Bu iki unsur, birbirini tamamlayarak insanlığın ortak değerlerini oluşturur ve daha adil ve barışçıl bir dünya inşa etmemize katkıda bulunur.

Mesnevi'de Mevlana, "İlimsiz yaşamak, ölüye benzer" diyerek bilginin ve eğitimin ne kadar önemli olduğunu vurgular (https://www.semazen.net/mesnevi/). İbn Haldun'un Mukaddime'sinde de bilim ve eğitim, güçlü ve gelişmiş bir toplum için gerekli temel unsurlar olarak gösterilir ([geçersiz URL kaldırıldı]). Bu eserler, bilimin ve eğitimin sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal açıdan da ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Bilim İnsanları: Küresel Değerler

Bilim insanları, tıpkı nadir bulunan elmaslar gibi, yetiştirilmesi zor ve değerli varlıklardır. Onlar, yeni bilgiler üreterek ve buluşlar yaparak toplumların gelişmesine katkıda bulunur. Bilimsel çalışmalar ve öğretimin engellenmesi ise, tıpkı bir elmasın ışığının söndürülmesi gibi, insanlığın kaybıdır. Bilim insanlarına saygı duymak, onları motive edecek ortamlar oluşturmak ve çalışmalarını desteklemek, tüm dünyanın sorumluluğudur.

"Bilim İnsanları ZOR Yetişen Fakat KOLAY Harcanmaması Gerekli Küresel Ortak Değerlerdir." sözüm de bu gerçeği vurgulamaktadır. Bilim insanları, sadece bir ülkenin değil, tüm dünyanın ortak değerleridir. Onların fikirlerinden ve buluşlarından tüm insanlık faydalanmalıdır.

Eğitim ve Araştırmaya Yatırım: Geleceğe Yatırım

Eğitim ve araştırmaya yapılan yatırım, geleceğe yapılan yatırımdır. Bu yatırım, sadece gelecek nesiller için değil, bugünkü refahımız ve mutluluğumuz için de gereklidir. Bilimsel çalışmaların ve öğretimin engellenmesi ise, tıpkı bir ağacı kökünden kesmek gibi, toplumların gelişmesini engeller ve küresel problemlerin çözümünü zorlaştırır.

"Bilim, Eğitim ve Öğretim Hayatına Kendisini Adamış İnsanların İŞİNİ Yapacakları Ortamın YOK Edilmesi Kamusal Açıdan Oldukça RİSK'lidir." sözüm de bu riski açıkça ortaya koymaktadır. Bilimsel çalışmaların ve öğretimin engellenmesi, sadece o ülkeyi değil, tüm dünyayı olumsuz etkiler.

Her Birey ve Her Toplum Bilime ve Eğitime Sahip Çıkmalı

Bilim ve eğitimin gelişmesi için sadece devletlerin değil, her bireyin ve her toplumun da üzerine düşen sorumluluklar vardır. Bireyler, bilime ve eğitime meraklı olmalı, yeni bilgiler öğrenmeye açık olmalı ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmelidir. Toplumlar ise bilim insanlarına saygı duymalı, onları motive edecek ortamlar oluşturmalı ve bilimsel çalışmalara ve eğitime yatırım yapmalıdır.

Uluslararası İşbirliği ve Dayanışma

Bilim ve eğitim, sadece bir ülkenin değil, tüm dünyanın sorunudur. Bu nedenle, bilimin ve eğitimin gelişmesi için uluslararası işbirliği ve dayanışma da hayati önem taşımaktadır. Ülkeler, bilimsel araştırmalarda ve eğitim programlarında iş birliği yapmalı, bilgi ve deneyimlerini paylaşmalı ve birbirlerine destek olmalıdır.

Bilimin ve Eğitimin Işığında Bir Gelecek

Bilim ve eğitime gereken önemi vererek, daha aydınlık, daha adil ve daha barışçıl bir gelecek inşa edebiliriz. Bilimin ışığında, evreni ve kendimizi daha iyi anlayabilir, yeni buluşlar yapabilir ve insanlığın ortak problemlerine çözümler üretebiliriz. Eğitim yoluyla ise, ahlaki değerlere sahip, sorumlu ve bilinçli bireyler yetiştirebilir ve daha iyi bir dünya yaratabiliriz.

Unutmayalım ki, bilim ve eğitim, uygarlığın ışığıdır. Bu ışığı söndürmeyeceğiz, aksine daha da parlak hale getireceğiz.

Referanslar: