Tuesday, February 20, 2024

Depremleri Afete Dönüştüren Yapılaşmaya Karşı Jeofizik Mühendisliği!

Depremler, hayatımızın her anında karşımıza çıkabilecek doğal afetlerdir. Peki, depremleri afete dönüştüren şey nedir? Yapılaşma! Evet, yanlış ve depreme dayanıklı olmayan binalar inşa etmek, depremleri daha yıkıcı hale getiriyor.

Jeofizik Mühendisliği tam da bu noktada devreye giriyor. Uluslararası standartlara (EuroCode) uygun şekilde çalışan Jeofizik Mühendisleri, depremin şiddetini büyütecek yapılaşmaya uygun olmayan "afeti tetiklemeye hazır" alanları ve yapıları belirliyor.
Jeofizik Mühendisliği ne yapıyor?
  • Depremi afete dönüştürecek riskli alanları buluyor.
  • Depremden kaynaklı can ve mal kayıplarını azaltıyor.
  • Depremden önce gerekli önlemlerin alınmasını sağlayarak afeti önlüyor.
Jeofizik Mühendisliği olmasaydı:
  • Depremler daha fazla yıkıma neden olurdu.
  • Daha fazla can kaybı ve maddi hasar yaşanırdı.
  • Depremden sonra toparlanmak daha uzun zaman alırdı.
Jeofizik VARSA Afeti Önleyecek ÇÖZÜM Var!
Depremlere karşı daha güvenli bir toplum için Jeofizik Mühendisliği'nin önemini anlamak ve bu alanda daha fazla çalışmaya önem vermek gerekiyor.
Jeofizik Mühendisliği ile:
  • Depremlere karşı daha dayanıklı binalar inşa edebiliriz.
  • Depremden kaynaklı can ve mal kayıplarını en aza indirebiliriz.
  • Daha güvenli ve yaşanabilir bir şehirler kurabiliriz.
Unutmayalım, Jeofizik Mühendisliği ile depremleri afete dönüştürmeden önce önlem alabiliriz!




Depreme Karşı Hazırlıkta VS30 Sismolojinin Önemi!

Depremler, hayatımızı her an tehdit eden doğal afetlerdir. Depremlere karşı hazırlıklı olmak ve olası riskleri en aza indirmek için birçok çalışma yapılıyor. Bu çalışmalardan biri de VS30 sismolojisi kullanarak zemin etütleri yapmak.

VS30 nedir?
VS30, bir bölgenin zemin yapısının 30 metre derinliğe kadar olan kısmının deprem dalgalarını ne kadar hızlı ilettiğini gösteren bir değerdir. Bu değer, zemin türüne ve katmanlarına göre değişir.
VS30 neden önemlidir?
VS30 değeri, bir bölgenin depreme karşı ne kadar dayanıklı olduğunu gösterir. VS30 değeri yüksek olan zeminler, deprem dalgalarını daha hızlı iletir ve bu da binalarda daha az hasara neden olabilir. VS30 değeri düşük olan zeminler ise deprem dalgalarını daha yavaş iletir ve bu da binalarda daha fazla hasara neden olur.
Ulusal VS30 Haritalama Projesi
Depreme karşı hazırlık çalışmaları kapsamında Ulusal VS30 Haritalama Projesi'nin başlatılması öneriliyor. Bu proje kapsamında, Türkiye'nin tüm bölgelerinin VS30 değerleri belirlenecek. Bu sayede, her bölgenin depreme karşı ne kadar dayanıklı olduğu bilinmiş olacak ve buna göre binaların tasarımı ve yapımında gerekli önlemler alınabilecek.
Ulusal VS30 Haritalama Projesi'nin faydaları:
  • Binaların depreme karşı dayanıklılığının artması
  • Depremden kaynaklı can ve mal kayıplarının azalması
  • Kamu kaynaklarının daha etkin kullanılması
  • Deprem sigortası primlerinin daha adil bir şekilde belirlenmesi
Sonuç olarak, VS30 sismolojisi depreme karşı hazırlık çalışmaları için oldukça önemli bir araçtır. Ulusal VS30 Haritalama Projesi'nin başlatılması, depreme karşı daha güvenli bir toplum oluşturmak için önemli bir adım olacaktır.


Depreme Güvenli Mekanlar için Jeofizik Görüntüleme!

30 metreye kadar toprağın ne kadar sağlam olduğunu nasıl öğrenebiliriz?

Jeofizik Görüntüleme Teknolojisi ile! Bu teknoloji sayesinde 100 metre genişliğinde ve 30 metre derinliğinde toprağın 3 boyutlu görüntüsünü oluşturabiliyoruz. Bu sayede depreme karşı en güvenli yerleri belirleyebiliyoruz.
Neden Jeofizik Görüntüleme Teknolojisi kullanmalıyız?
  • Toprağın gerçek durumunu en hatasız şekilde ortaya çıkarır.
  • Depreme karşı en güvenli yerleri belirlememizi sağlar.
  • Sıfır riskli yer mühendisliği çalışmaları yapmamıza yardımcı olur.
  • Depreme karşı güçlü mekânsal dönüşüm sağlamamızı mümkün kılar.
Maraş depremleri sonrası ne yapmalıyız?
  • Sıfır riskli yer mühendislik çalışmaları standart olmalı.
  • Yetkin mühendislik sınavlarını geçmiş mühendisler ile çalışmalıyız.
  • Yer ve yapı olarak depreme karşı güçlü mekansal dönüşüm sağlamalıyız.
Jeofizik Görüntüleme Teknolojisi ile depreme karşı daha güvenli bir gelecek inşa edebiliriz!

Toplantıda Kendini Tanıtma İpuçları!

Bir toplantıda kendinizi tanıtmanız gerektiğinde şunları yapabilirsiniz:

1. Kendinizi Kısa ve Öz Bir Şekilde Tanıtın:
  • Adınızı, soyadınızı ve mesleğinizi söyleyin.
  • Neden bu toplantıda olduğunuzu ve ne hakkında bilgi vermek istediğinizi açıklayın.
  • Konuşmanıza başlamadan önce kendinize verilen süreyi göz önünde bulundurun ve buna göre planlama yapın.
2. Konuşmanızı İlgi Çekici Hale Getirin:
  • Konuşmanıza ilgi çekici bir hikaye veya anekdot ile başlayabilirsiniz.
  • Görsel materyaller kullanarak sunumunuzu zenginleştirebilirsiniz.
  • Ses tonunuzu ve beden dilinizi etkili bir şekilde kullanın.
3. Hedef Kitlenize Odaklanın:
  • Sunumunuzu toplantıdaki katılımcıların bilgi seviyesine ve ilgi alanlarına göre uyarlayın.
  • Teknik terimler kullanmaktan kaçının veya kullandığınız terimleri açıklayın.
  • Katılımcıların sorularını yanıtlamaya ve onlarla etkileşime girmeye hazır olun.
4. Kendinize Güvenin:
  • Göz teması kurarak ve açık bir sesle konuşarak kendinize güvendiğinizi gösterin.
  • Heyecanlıysanız, derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışın.
  • Hazırlıklı olduğunuzu ve ne hakkında konuştuğunuzu bildiğinizi gösterin.




DEPREM NEDİR VE İŞ İNSANLARI NEDEN DİKKAT ETMELİ?

Depremler, yer kabuğundaki fay hatları kırıldığında ortaya çıkan ve büyük sarsıntılara neden olan doğal afetlerdir. Bu sarsıntılar binalara ve diğer yapılara zarar verebilir, can ve mal kayıplarına yol açabilir.

İş insanları için deprem önemli bir konudur çünkü:
1. Can ve Mal Güvenliği: Depremler yıkıcı olabilir ve işyerleri de bu yıkımdan etkilenebilir. İş insanları, depreme karşı hazırlıklı olarak çalışanlarının ve müşterilerinin can ve mal güvenliğini korumak için gerekli önlemleri almalıdır.
2. İş Kesintisi: Depremler işyerlerinde hasara ve maddi kayıplara neden olabilir. Bu da iş akışının kesintiye uğramasına ve işyerinin kapanmasına yol açabilir. Depreme karşı hazırlıklı olmak, iş kesintisi riskini azaltmaya yardımcı olur.
3. Ekonomik Kayıplar: Depremlerden kaynaklanan ekonomik kayıplar oldukça fazladır. İşyerlerinde depreme karşı gerekli önlemler alınmazsa, bu kayıplar daha da artabilir.
4. Sosyal Sorumluluk: İş insanları, çalışanlarının ve toplumun güvenliğini ve refahını korumak için sosyal sorumluluk sahibidir. Depreme karşı hazırlıklı olmak ve gerekli önlemleri almak bu sorumluluğun bir gereğidir.
5. Çalışan Motivasyonu: Depremden etkilenen çalışanlar travma yaşayabilir ve işlerine konsantre olmakta zorlanabilirler. İş insanları, deprem hakkında bilgi vererek ve çalışanlarına destek olarak motivasyonlarını ve üretkenliklerini artırabilir.
6. Yasal Zorunluluklar: Birçok ülkede işyerlerinin depreme karşı güvenli olması için yasal düzenlemeler mevcuttur. İş insanları bu düzenlemelere uymak zorundadır.
7. Toplumsal Farkındalık: İş insanları, deprem konusunda toplumsal farkındalığı artırmak için önemli bir rol oynayabilir. Çalışanlarına ve çevrelerine deprem hakkında bilgi vererek ve bilinçlendirme çalışmaları yaparak daha güvenli bir toplum inşa edilmesine katkıda bulunabilirler.
Depreme karşı hazırlıklı olmak için:
  • Binaların depreme dayanıklı olduğundan emin olun.
  • Acil durum planı hazırlayın ve çalışanlarınızı bu planla ilgili eğitin.
  • Acil durum malzemeleri ve ekipmanları bulundurun.
  • Deprem anında yapılması gerekenleri öğrenin ve çalışanlarınızı bilinçlendirin.
Deprem, her an ve her yerde olabilecek bir doğal afettir. İş insanları, depreme karşı hazırlıklı olarak can ve mal güvenliğini korumak, iş kesintisi riskini azaltmak, ekonomik kayıpları önlemek ve sosyal sorumluluk gereğini yerine getirmek için gerekli adımları atmalıdır.



Afetin Doğası I Ali Osman ÖNCEL

 



… her nimetin bir külfeti var. Gülü seven dikenine katlanır…

… her nimetin bir külfeti var. Gülü seven dikenine katlanır. Biz bu vatanı seviyoruz, cennet vatan diyoruz. O zaman diken mertebesindeki bu fay üzerinde meydana gelecek depremleri ciddiye almamız gerekir.
 

Mehmet Kaman: Euzübillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim. Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü. Kıymetli izleyenlerimiz, yeni bir Siyer’in Sayfaları’ndan programıyla sizlerle birlikteyiz. Bugün Siyer dergimizin yeni dosya konusu olan doğal afetleri ele alacağız. Konunun uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Öncel beyefendi ile birlikteyiz. Doğal afetlerle ilgili birkaç sorumuzu ileteceğiz hocamıza ve onun da cevaplarını alacağız. Bu vesileyle evvela 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş Pazarcık merkezli meydana gelen 11 ilimizi de etkileyen, binlerce insanımızın canını kaybettiği depremler nedeniyle ölenlerimize rahmet diliyoruz. Kalanlarımıza da yaralı olanlara öncelikle acil şifalar ve sabırlar diliyoruz. Allah bir daha böyle depremler yaşatmasın duasıyla programımıza başlamak istiyorum. Hocam hoşgeldiniz, safalar getirdiniz.

Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Hoşbulduk efendim. Teşekkür ederim gerçekten böyle bir fırsatı verdiğiniz için; çünkü bugüne kadar konuştuğum kitleler arasında ilahiyatçılar yok. İlk defa konuşma fırsatını elde etmiş oldum. Teşekkür ediyorum.

Mehmet Kaman: Eyvallah, biz teşekkür ederiz. Şeref verdiniz. Kısaca sizi tanıyarak programımıza başlamak isteriz hocam.

Prof. Dr. Ali Osman Öncel: 1989: İstanbul Üniversitesi'nden mezun oldum.

1992: Yüksek lisansımı Kuzey Anadolu fay zonu üzerinde tamamladım. 1996: Doktora tezimi Anadolu fay zonları üzerinde çalışarak tamamladım. 2000: Doçent ünvanı aldım.

2000 yılından sonra:

  • Post-doc araştırmacı olarak iki defa Japonya'ya ve bir defa Kanada'ya gittim.
  • Kanada ve Japonya Yer Bilimleri Deprem servislerinde çalıştım.
  • Kral Fahd Üniversitesi ve Kanada'daki Alberta Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yaptım. 2010: İstanbul Üniversitesi'ne profesör olarak atandım. 2010 yılından bugüne kadar: Türkiye'de çalışmalarımı sürdürmekteyim.
  • 12. dönem İstanbul Jeofizik Odası şube başkanlığı yaptım.
  • 2019 yılına kadar İstanbul Üniversitesi'nde çalıştım. 2019'dan beri: Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Sismoloji Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktayım.