Hayat, doğumla başlayıp ölümle biten bir sınav gibidir. Hepimiz farklı yollardan geçer, çeşitli deneyimler yaşarız. Bazen başarırız, bazen başarısız oluruz. Önemli olan, her deneyimden ders çıkarıp asla pes etmemektir.
Tıpkı nehirler gibi, biz de sürekli ileriye akarız. Geçmiş geride kalır ve onu değiştiremeyiz. Ama geleceği şekillendirme gücüne sahibiz. Geçmişten ders alarak ve olumlu bir bakış açısıyla geleceğe bakarak daha anlamlı ve başarılı bir hayat yaşayabiliriz.
Ben de kendi hayatımda geçmişten ders almanın ve olumlu düşünmenin önemini çok gördüm. Akademik hayatımda engellerle karşılaştım, mücadele ettim. Hayallerimi başka ülkelerde gerçekleştirdim. Ülkeme dönmekten ve burada üretmekten vazgeçmedim. Engeller hep çıktı ama asla yıkılmadım, her seferinde ayağa kalkmayı bildim.
Muhammed Ali'nin dediği gibi, "Kaç kere başardığımı değil, kaç kere düştükten sonra kalktığımı bana sorun." Ben de çok düştüm ama pes etmedim. Çünkü umutsuzluğa kapılmanın ve vazgeçmenin bir çözüm olmadığını biliyordum.
Mevlâna Celaleddin Rumi'nin Mesnevi'sinde dediği gibi, "Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım." Bu söz, geçmişe takılıp kalmanın anlamsız olduğunu ve her yeni günün yeni fırsatlar sunduğunu hatırlatıyor bize.
İbn Haldun da Mukaddime'sinde, toplumların ve medeniyetlerin de tıpkı nehirler gibi aktığını ve sürekli değiştiğini söylüyor. Ona göre, geçmişten ders çıkarmayan toplumlar aynı hataları tekrarlamaya mahkumdur.
Hem Mesnevi hem de Mukaddime, bize geçmişten öğrenerek geleceği inşa etmemiz gerektiğini öğütlüyor. Geçmişte yaptığımız hataları tekrarlamamalı, aynı zamanda geçmişte başardıklarımızdan ilham alarak daha da ileriye gitmek için çabalamalıyız.
Olumlu düşünmek, geleceği şekillendirmede önemli bir rol oynar. Umutlu ve iyimser bir bakış açısı bizi motive eder ve hedeflerimize ulaşmak için gereken enerjiyi verir. Mevlâna'nın da dediği gibi, "Ümitsizliğin ardında nice ümitler var. Karanlığın ardında nice güneşler var." Her zaman umudumuzu korumamız gerektiğini unutmamalıyız.
Pozitif düşünmenin gücü, motivasyon konuşmacısı Brian Tracy'nin de üzerinde durduğu önemli bir konudur. Tracy, pozitif düşünmenin pozitif sonuçlar doğurduğunu ve genellikle mutluluk sağladığını belirtir. Pennsylvania Üniversitesi’nde yapılan 22 yıllık bir çalışmada, başarılı bireylerin hedefleri ve bunlara ulaşma yollarını düşündükleri tespit edilmiştir. Başarılı kişiler, istedikleri şeyler hakkında düşünürken, başarısız kişiler sorunlarını ve geçmişteki olayları sorgulamaktadır.
İyimserlik öğrenilebilir bir özelliktir ve bireylerin başarısı için kritik öneme sahiptir. Pozitif düşünce teknikleri, pozitif kendine konuşma, görselleştirme ve pozitif insanlarla bir arada olma gibi yöntemlerle zihin eğitilebilir. Zihninizi olumlu içeriklerle beslemek, ruh halinizi ve genel sağlığınızı iyileştirir. Hayat boyu öğrenme ve kişisel gelişim, bireylerin başarıya ulaşmasını hızlandırır.
Dengeli beslenmek, düzenli spor yapmak ve yeterli dinlenme sağlamak, pozitif bir zihin durumu oluşturur. Pozitif beklentiler, bireylerin hayatta iyi sonuçlar elde etmesine yardımcı olur, çünkü bunlar kendi kendini gerçekleştiren kehanetlerdir. Zorluklar karşısında pozitif kalabilmek önemlidir; bu sayede bireyler ruh halleri üzerinde kontrol sahibi olabilirler.
Pozitif düşüncenin ve etkili iletişimin gücünü vurgulayan bir diğer önemli kaynak ise Marjorie Templeton'un deneyimleridir. Marjorie, Parkinson hastası olan kocasına bakarken yaşadığı sağlık sorunlarını paylaşarak, Alzheimer ve bunama hastaları için tasarlanmış bir "fidget mouth" cihazını tanıtmaktadır. Bu cihaz, hastaların zihinsel ve fiziksel olarak meşgul kalmalarını sağlamaktadır. Marjorie, ayrıca diyabet doktoru ziyareti sırasında yaşadığı komik bir anıyı paylaşarak, kişisel sorumluluğun ve olumlu tutumun önemine vurgu yapmaktadır. Bu hikaye, sağlık sorunlarıyla başa çıkmada pozitif düşüncenin ve mizahın gücünü göstermektedir.
Jane Frost, Marjorie'yi hemşirelik sınıflarında gerçek bir karakter olarak kullanarak öğrenci etkileşimini artırmaktadır. Etkili iletişim ve şefkatli etkileşimlerin sağlık sonuçlarını iyileştirdiğini vurgulayan Frost, deneyim yoluyla öğrenmenin ve geri bildirimin iletişim becerilerinin gelişimindeki rolünü savunmaktadır. Öğrenciler, hasta bakımında onur ve kırılganlık gibi kavramları daha iyi anlamak için karakterlerle etkileşimde bulunmaktadır. Simülasyon etkinlikleri sayesinde öğrenciler, empati kazanmaları için kolostomi torbası ve bariatrik kostüm giymektedirler.
Frost, komaya yatmış bir hasta ile olan deneyimini paylaşarak insan bağlantısının önemine dikkat çekmektedir. Bu deneyim, öğrencilerin hasta bakımında empati ve insanlık değerlerinin ne kadar önemli olduğunu anlamalarına yardımcı olmaktadır. Son olarak, Frost herkese bir hemşire ile etkileşimde bulunacaklarını hatırlatarak, şefkat ile birey olarak tanınmanın önemini vurgulamaktadır. Bu çağrı, sağlık profesyonellerinin ve genel halkın, sağlık iletişimini ve insan onurunu her zaman ön planda tutmaları gerektiğini hatırlatmaktadır.
Sonuç
Hayat sınavında başarılı olmak için geçmişten ders almalı, olumlu düşünmeli ve asla pes etmemeliyiz. Unutmayalım ki, her başarısızlık yeni bir başlangıç için bir fırsattır. Pozitif düşünce ve etkili iletişim, hem kişisel hem de toplumsal başarının anahtarıdır. Hem bireysel hem de profesyonel hayatımızda, bu değerleri benimsemek ve uygulamak, daha mutlu ve başarılı bir geleceğe adım atmamıza yardımcı olacaktır.