Monday, July 29, 2024

Proje Merkezli Başarı: Takım Çalışması ve Disiplinlerarası Yaklaşımların Önemi

Hayatımız boyunca karşılaştığımız insanlar her zaman doğru olmayabilir, ancak bu, onların tamamen yanlış olduğu anlamına da gelmez. Herkesin doğru ve yanlış yanları vardır. Bu nedenle, hem iş dünyasında hem de akademik kariyer sürecinde önemli olan bireyler değil, projeler ve takım çalışmasıdır.

Proje Merkezli Yaklaşım: Bir projede başarılı olmanın anahtarı, bireyler yerine projeye odaklanmaktır. Bireylerin kişisel farklılıkları olabilir, fakat asıl önemli olan bu farklılıkların üstesinden gelerek ortak bir amaç için çalışmaktır. Bunun için takım içinde birey olabilmeyi başarmak ve takım oyuncusu olma refleksine sahip olmak önemlidir. Bir projede herkesin katkısı değerlidir ve takım çalışmasıyla daha iyi sonuçlar elde edilebilir.

Takım Çalışmasının Gücü: Takım çalışması, bireysel yeteneklerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan sinerji ile daha büyük başarılar getirir. Herkesin farklı güçlü yönleri ve bakış açıları vardır. Bu farklılıklar, doğru bir şekilde yönlendirildiğinde, projenin başarısı için büyük bir avantaj sağlar. Bu sadece iş dünyasında değil, akademik araştırma ve projelerde de geçerlidir.

Akademik Örnekler ve Yaklaşımlar: Örneğin, İstanbul Üniversitesi gibi eski üniversitelerde anabilim dalları vardır, fakat anabilim dalında olanların ortak çalışma refleksi yoktur. Çünkü anabilim dalına insanların giriş süreçleri farklıdır. Bu nedenle, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) gibi bazı üniversitelerde anabilim dalı yapıları kaldırılmıştır. Bunun yerine, dünyanın en iyi 100 üniversitesinde olduğu gibi "research groups" (araştırma grupları) kurulmuştur. Bu gruplarda, önemli olan insanların gönüllü olarak çalışabileceği, takım ruhu ile paylaşımda bulunup üretebileceği bir ortam yaratmaktır.

Sivil Toplum Kuruluşları ve Multidisipliner Çalışmalar: STK'larda görev almak, çok farklı disiplinlerden insanların ortak amaç için birbirleri ile iletişim kurmalarına ve çalışmalarına olanak sağlar. Özellikle medya, bir deprem sonrasında depremin çok farklı alanlarında uzmanları bir programda bir araya getirerek bu tür multidisipliner çalışmaları teşvik eder. Maalesef üniversiteler içinde zor olsa da, bu mümkün olabilir. Multidisipliner açıdan tartışma, bir ortak sonuçta doğru bir ortak koşuşturma enerjisi sağlar.

Yapay Zeka ve Çalışma Partnerliği: Günümüzde yapay zeka, bir çalışma partneri olarak her konuda destek oluyor. Yapay zeka, çok farklı konularda bakış açıları sunabilme açısından önemli roller üstleniyor. Bilim veya iş dünyasında insanların ufuk sınırlarının dışına taşmasını sağlıyor ve farklı ülkelerdeki uygulamalar hakkında çok kısa sürede bilgilere ulaşma imkanı tanıyor. Şu an için en iyi, sadık çalışma partneri yapay zekalar değil mi?

Uluslararası Örnekler:

  • Kanada: Kanada'daki üniversitelerde, özellikle de University of Toronto ve University of British Columbia gibi önde gelen kurumlarda, araştırma grupları yaygındır. Bu gruplar, disiplinlerarası çalışmaları teşvik eder ve öğrencilerin, araştırmacıların ve profesörlerin birlikte çalışmasını sağlar. Bu sayede, farklı bakış açılarının bir araya gelmesiyle yenilikçi çözümler geliştirilir.
  • Japonya: Japonya'da, Tokyo Üniversitesi gibi önde gelen üniversitelerde, araştırma merkezleri ve laboratuvarlar ortak çalışma alanları olarak kullanılır. Bu merkezlerde, hem ulusal hem de uluslararası araştırmacılar birlikte projeler yürütür. Japonya'nın işbirliğine dayalı bu yaklaşımı, bilim ve teknolojideki hızlı ilerlemelerinin temel nedenlerinden biridir.
  • Avrupa Birliği: Avrupa Birliği ülkelerinde, özellikle Almanya'da, Max Planck Enstitüleri gibi kurumlar araştırma grupları ve merkezleri ile ünlüdür. Bu enstitüler, dünya çapında bilinen araştırmacıları bir araya getirir ve disiplinlerarası projeler yürütür. Avrupa Birliği'nin Horizon 2020 gibi programları da, araştırmacıların birlikte çalışmasını teşvik eden fonlar sağlar.

Hedef ve Amaç: Bir projede hedef, belirli bir kişiye bağlılık değil, proje bütünlüğü içinde kalarak en iyi sonucu elde etmektir. Proje boyunca herkesin katkısı ve çabası önemlidir. Bu nedenle, hedefimiz her zaman proje merkezli olmalı ve takımın başarısına odaklanmalıdır. Akademik dünyada da, bireysel başarıdan çok, takımın ve projenin başarısı önemlidir. Araştırma grupları bu amaca hizmet eder ve ortak çalışmanın önemini vurgular.

Sonuç: Sonuç olarak, hem iş dünyasında hem de akademik kariyer süreçlerinde bireylerin doğruları ve yanlışlarından çok, takım çalışması ve proje bütünlüğü önemlidir. Bir projede başarıya ulaşmak için, herkesin katkısını değerli görmeli ve ortak bir amaç doğrultusunda birlikte çalışmalıyız. Araştırma grupları gibi yapılar, bu ortak çalışmanın en iyi örneklerindendir ve akademik dünyada büyük başarılara imza atılmasını sağlar. Kanada, Japonya ve Avrupa Birliği ülkelerindeki örnekler, takım çalışması ve proje odaklı yaklaşımın ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Yapay zekanın sunduğu imkanlar ise, bu süreçleri daha da hızlandırmakta ve desteklemektedir.

Kentsel Dönüşüm Süreci: Deneyimler ve Öneriler


Kayınvalidem, "Nedir bu kentsel dönüşüm?" diye sordu. Ona, "Hayırlı olsun, evin yenilenecek," dedim. İstanbul'da, 1986 yılında yapılmış, ana cadde üzerindeki evine doğru yol aldık. Binanın bakımlı olduğunu gördüm, ancak çevrede daha bakımsız, depreme dayanıksız evler de vardı. Kayınvalidem, karşıdaki evde kentsel dönüşüm müteahhidinin oturduğunu söyledi.

Müteahhitlik ve Kentsel Dönüşüm

Müteahhitlik ve kentsel dönüşüm süreci, düşündüğümde, kurslarda öğrendiğim bilgileri hatırlattı. Hocam, "Müteahhit kumarhanedeki kasaya benzer, hiç kaybetmez," demişti. Bu söz, müteahhitlerin kentsel dönüşüm projelerindeki rolünü anlamama yardımcı oldu. Ana cadde üzerindeki bir binanın yeniden yapılması, değerinin artması ve müteahhidin kazanç sağlaması anlamına gelir.

Toplantıya biraz erken geldik ve çevreyi dolaştım. Çıkma katlı binaların depreme karşı risk oluşturduğunu kayınvalideme anlattım. Merhum Prof. Dr. Hüseyin Kaplan'ın, "Çıkma katlı yapılar depremde ölüm makinesi gibi davranır," sözü aklıma geldi. Yasaklanmış olmalarına rağmen, bazı binaların hâlâ bu kuralları çiğnediğini fark ettim.

Kentsel Dönüşüm Süreci ve Yasal Düzenlemeler

Kentsel dönüşüm sektörü hakkında bir meslektaşımla önceden konuşmuştum. Bakanlık tarafından belirlenen %51 kuralı gereği, bina ve site yönetimi danışmanlığı eğitimleri almış biri olarak en az 10 daire malikinin onayı gerekiyordu. Ancak toplantıya sadece 5-6 malik katılmıştı.

Meslektaşıma, "Binaların Deprem Risk Durumu" incelemesinin maliyetini sordum. Ortalama 50 bin TL olduğunu söyledi. Bu fiyat, 15 kata kadar yüksekliğindeki binalar için geçerli. Yer incelemesi ve yapı radarı gibi tekniklerle yapılan incelemeler, betonun sağlığını ve yapı projelerine uygunluğunu kontrol ediyor.

Toplantı ve Proje Seçenekleri

Toplantıda, müteahhit iki seçenek sundu: Taahhüt Projesi veya Taşeron Projesi. Taşeronluk hizmeti olması durumunda m² için 2,800 TL, taahhüt işi durumunda ise  için 2,200 TL olduğunu belirtti. Ödemeler genellikle brüt alan üzerinden yapılıyor. Bu nedenle, brüt 100  alana sahip bir dairenin kentsel dönüşüm maliyeti 2 milyon 200 bin TL ile 2 milyon 800 bin TL arasında değişiyor. Ödemeler taksitle yapıldığında, taksit oranlarına aylık TÜİK enflasyon oranı kapsamında ekleme yapılacak. %51 imza toplayıp sözleşme yapılması gerektiğini belirtti.

Güçlendirme ve Alternatif Çözümler

Kayınvalidemle eve dönerken, "Bir kat daha izin çıkacak gibi, benden para çıkmadan bina yapılacakmış," dedi. Kentsel dönüşümün en büyük engeli imza ve bütçe işi çözülmeden bu iş nasıl olacak? Deprem korkusu ile yaşayan orta gelirli insanlar için güçlendirme projeleri de bir alternatif olabilir.

Meslektaşıma güçlendirme projelerinin maliyetini sordum. Maliyet, Bina Taban Alanı (m²) x 25 TL x Kat Yüksekliği formülü ile hesaplanıyor. Güçlendirme oranı %40'ın altında ise öneriliyor. Daire başına 100 m² için 400,000 TL güçlendirme maliyeti, kentsel dönüşüm maliyetinin %40'ından düşük çıkabilir.

Jeofizik Mühendisi Meslektaşımın Önerileri

Jeofizik mühendisi meslektaşım ile tartıştık. Bina projesine ilave verilen +1 kat ile binanın tamamının kaba inşaatı önemli ölçüde sağlanır. Müteahhit aradan çıkarılır ve taşeron yapıya iş verilir. Devletin "yarısı benden yarısı senden" desteği ile bina yenilenebilir. Taahhüt işi yapan firma piyasadan iş topluyor, kentsel dönüşüm için rantı yüksek alanlardan bina seçip para kazanma peşindeler. Diğer taraftan, kentsel dönüşüme binasını sokmak, devleti verdiği destekten yararlanmak isteyen kişiler de hem can güvenliği açısından daha emin bir binada oturmak, hem de binalarına imkan dahilinde verecekleri paralarla rant açısından güncel değeri yüksek yeni bina sahip olmak istiyor.

Ekonomik Kapasite ve Deprem Gerçekleri

Sorun, kentsel dönüşüme girecek binalarda oturan insanların ekonomik kapasitesinin, binaların kentsel dönüşümde yenilenme sürecinde ortaya çıkan masrafları karşılamayacak düzeyde olması. Herkes, 1999 yılından önce yapılan binaların depremde büyük hasar görecek, deprem olduğunda binanın deprem hasarı 1999 öncesi olmasından kaynaklı olarak eski teknoloji ve eski deprem yönetmeliklerine göre deprem performansı düşük binalarda yaşamak istemiyor. Genellikle, 1975 deprem yönetmeliğine uygun olarak doğru yapılmış binaların da büyük İstanbul depremine karşı deprem performansının yeterli olacağını tartışan bilim insanları var.

Ekonomik kapasiteyi artırmanın bir yolu aracıları ortadan kaldırmak, direkt yüklenici firmalarla muhatap olmak. Taahhüt firma, yüklenici firma değildir, piyasadan proje olacak yapı projelerini toplar, antlaşma yapar ve kendi kazancını üzerine ekler, geri kalan işi yüklenici veya taşeron yapı şirketine verir. Taahhüt firması aradan kalktığı zaman, yüklenici firma ile çalışıldığında yaklaşık toplam maliyet üzerinden %25 indirim sağlanır.

İlave olarak, kentsel dönüşüme teşvik için devletin +1 kat ilave etme olasılığı kullanılır. Giriş katın üstüne ilk yapılacak kat, yapım aşamasında satılır, buradan gelecek ilave kaynak veya cansuyu ile binanın neredeyse kaba inşaatını tamamlayacak bir kaynak sağlanabilir. Devletin, daire başına verdiği 1 milyon 400 bin TL destek ile birlikte başa baş binanın yenilenmesi sağlanabilir. Demek ki devletin vermiş olduğu kentsel dönüşüm desteği daire başı yarısı hibe olan "yarısı senden yarısı benden kampanyası" kapsamında nakdi destek, buna ilave olarak 1 kat ilaveyle sağlanan ikinci destek, aracı taahhüt firması aradan çıkarılarak, binanın başa baş yenilenmesi sürecinin tamamlanmasına yeter.

Sonuç ve Öneriler

Sonuçta, orta gelirli insanlar kentsel dönüşüm istiyor ama dönüşüme aktaracak parası yok. Kolon kesilmesi gibi insan kaynaklı afet riskleri araştırılmalı. Kentsel dönüşüm sektörü içinde yerden merkezli projeler tartışılmalı. Belediye veya bakanlığın +1 kat artışı ile proje maliyeti düşürülebilir.

Önerilerim:

  • Bina Durumu ve Risk Analizi: İlk adım olarak, bağımsız bir uzman tarafından binanın depreme dayanıklılık analizinin yapılması gerekiyor. Bu analiz, yapı radarı ve karot testleri gibi yöntemlerle desteklenmeli.
  • Güçlendirme Seçeneklerinin Değerlendirilmesi: Eğer bina yıkılıp yeniden yapılamıyorsa, güçlendirme projeleri ciddi bir alternatif olabilir. Güçlendirme maliyetleri, kentsel dönüşüm maliyetinin %40'ından az olduğunda bu seçenek daha ekonomik olabilir.
  • Finansal Destek ve Teşvikler: Devletin sunduğu finansal desteklerin ve teşviklerin etkin bir şekilde kullanılması gerekiyor. "Yarısı benden, yarısı senden" kampanyası ve +1 kat ilave gibi teşvikler, maliyetleri önemli ölçüde düşürebilir.
  • Aracıların Ortadan Kaldırılması: Taahhüt firmalarının aradan çıkarılması, doğrudan yüklenici firmalarla çalışılması, maliyetleri %25 oranında düşürebilir. Bu, kat maliklerine büyük bir tasarruf sağlar.
  • Eğitim ve Bilinçlendirme: Kentsel dönüşüm süreci hakkında bilgilendirme ve eğitimler, vatandaşların bu süreci daha iyi anlamalarına ve sağlıklı kararlar almalarına yardımcı olabilir.