Kadırga'da büyüyen bir çocuk olarak, okulların tatil olduğu zamanlarda en çok mutlu olduğum şeylerden biri, babamın bana bisiklet almasıydı. Babamla birlikte çalışma hayatına başladığım dönemlerdeydi. Ona küçük işlerde yardım ederdim.
Bir gün, babamla Laleli'deki dükkanından çıkıp Aksaray'a doğru yürürken, sokaklarda yabancı marka bisikletlerin sergilendiği bir alan gördük. Ben de babamdan bisiklet isteyip istemediğimi sormuştum, hatırladığım kadarıyla. Akşama doğru eve döndüğümde, sıfır ve yeni bir bisikletim olduğunu gördüm. O an dünya benim olmuş gibiydi! Artık bisikletle istediğim yere özgürce gidebilirdim. Bunlardan biri de Sarayburnu'na gitmekti. Orada denize girebilir ve eski İstanbul'un güzelliklerini seyredebilirdim.