Saturday, June 22, 2024

Eğitimin Evrimi: Duvarsız Eğitimden Yapay Zeka Destekli Öğrenmeye

Günümüzün hızla değişen dünyasında, eğitim alanı önemli bir dönüşüm geçiriyor. Bu değişim, küresel olaylar ve teknolojik ilerlemeler, özellikle de COVID-19 pandemisi ile hızlandı. Eğitim yöntemlerinin evriminde derinden yer alan bir üniversite profesörü olarak, geleneksel sınıf eğitiminden duvarsız ve şimdi de yapay zeka destekli öğrenme ortamlarına geçişe tanıklık ettim ve bu geçişte aktif rol aldım.

Pandemi Öncesi Duvarsız Eğitim Vizyonu

2015 yılında, "Duvarsız Eğitim Vizyonu" başlıklı bir seminer verdim ve bu seminerde teknolojinin eğitim uygulamalarına entegrasyonunun önemini ve faydalarını vurguladım. Erken bir benimseyen olarak derslerimi kaydettim, YouTube’a yükledim, sınıf tartışmaları için Facebook grupları oluşturdu ve ders slaytlarını SlideShare gibi platformlarda paylaştım. Bu yaklaşım, eğitimi sınıfın fiziksel sınırlarının ötesine taşımayı, öğrencilere erişilebilirlik ve esneklik sağlamayı amaçlıyordu.

Pandeminin Eğitim Üzerindeki Etkisi

2020 yılında COVID-19 pandemisinin başlamasıyla birlikte, dünya genelinde eğitim kurumları ani bir şekilde uzaktan eğitime geçmek zorunda kaldı. Üniversiteler kapandı ve duvarsız eğitimi benimsememiş olan eğitimciler uyum sağlamakta zorlandı. Bu ani geçiş, özellikle Türkiye gibi internet altyapısının yetersiz olduğu ve öğrencilerin gerekli cihazlara ve bağlantılara sahip olmadığı ülkelerde önemli boşlukları ortaya çıkardı.

Webinarlar norm haline geldi, ancak bant genişliği sınırlamaları nedeniyle online derslerin süresi bir saatten sadece 20 dakikaya indirildi. Bu durum, daha sağlam ve dayanıklı bir eğitim modelinin gerekliliğini vurguladı. Pandemi, geleneksel, duvarlarla çevrili eğitim sisteminden uzaktan eğitim ortamına geçişin zorluklarını açıkça ortaya koydu.

Küresel Tepki: Lider Üniversiteler ve Hibrit Eğitim

MIT ve Stanford gibi önde gelen kurumlar, pandemiden çok önce duvarsız eğitim modellerini uygulamışlardı. Eğitimde küresel eşitliği teşvik etmek amacıyla online platformları kullanma öngörüleri, bu kriz sırasında paha biçilmez değerdeydi. Bu üniversiteler, eğitim faaliyetlerini sorunsuz bir şekilde online ortamda sürdürerek minimum aksama yaşadılar.

Buna karşılık, dijital altyapısı daha az gelişmiş ülkelerdeki üniversiteler önemli zorluklarla karşılaştı. Bu eşitsizlik, hibrit eğitim modellerinin entegrasyonunun gerekliliğini ortaya koydu. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ekonomik istikrarsızlığın yüksek olduğu durumlarda hibrit modeller, eğitimin sürekliliğini sağlamak için etkili bir çözüm olabilir.

Yapay Zeka Destekli Eğitimin Yükselişi

Pandemiden çıktıkça, odak noktası yapay zekanın (AI) eğitime entegrasyonuna kayıyor. AI, öğrenmeyi kişiselleştirilmiş ve uyarlanabilir eğitim deneyimleri sağlayarak devrim niteliğinde değiştirme potansiyeline sahiptir. AI, büyük miktarda veriyi analiz ederek öğrencilerin güçlü ve zayıf yönlerini belirleyebilir ve bu doğrultuda destek ve kaynaklar sunabilir.

Eğitimciler için AI, idari görevleri otomatikleştirerek öğretim ve mentorluk üzerine yoğunlaşmak için zaman kazandırabilir. Ayrıca, AI destekli platformlar, öğretim etkinliği hakkında içgörüler sağlayarak eğitimcilerin yöntemlerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.

Geleceğe Yönelik Adımlar: Yükseköğretimde AI'yı Benimsemek

Rekabetçi ve etkili kalmak için üniversiteler AI destekli eğitimi benimsemelidir. Bu, zihniyet ve uygulamada önemli bir değişimi gerektirir. Eğitimciler, AI araçları ve metodolojileri konusunda eğitim almalı, geleneksel modellerden daha dinamik, interaktif bir öğretim yaklaşımına geçmelidir.

Bu geçiş zorluklarla doludur. Teknoloji ve altyapıya yatırım yapmayı, eğitimciler için sürekli mesleki gelişim sağlamayı gerektirir. Ancak potansiyel faydalar, maliyetlerin çok ötesindedir. AI destekli eğitim, öğrenme sonuçlarını iyileştirebilir, erişilebilirliği artırabilir ve öğrencileri yaşamın her alanında önemli bir rol oynayacak olan AI'ya hazırlayabilir.

Sonuç

Duvarsız eğitimden AI destekli eğitime geçiş, kaliteli ve erişilebilir eğitim sağlama arayışında doğal bir ilerlemedir. Pandemi bu geçişi hızlandırdı ve eğitim sistemlerinde dayanıklılık ve uyum sağlama gerekliliğini vurguladı. Bir üniversite profesörü olarak, bu değişiklikleri benimsemeyi, teknolojiyi daha kapsayıcı, etkili ve geleceğe yönelik bir eğitim ortamı yaratmak için kullanmayı savunuyorum. Bu şekilde, eğitim güçlü bir kişisel ve toplumsal büyüme aracı olarak kalabilir, karşılaşabileceğimiz zorluklara rağmen.

Deprem Bilinci Oluşturmak: Eğiticilerin Deprem Eğitimi Projesi

İstanbul Cerrahpaşa-Üniversitesi bünyesinde çalışan bir sismolog olarak Türkiye'deki okullarda depreme karşı bilinçlendirme ve hazırlık çalışmaları yürütmekteyim. Amacım, eğiticilerin deprem konusunda bilinçlendirilmesi ve bu bilincin okullardaki öğrenciler ve diğer çalışanlar arasında yayılmasıdır. Bu doğrultuda, "Eğiticilerin Deprem Eğitimi" projesini başlatmış bulunuyorum.

Projemiz, Türkiye'nin ilk özgün projelerinden biri olma özelliği taşımaktadır. Bu proje, 27 Mayıs 2016 tarihinde Avcılar Milli Eğitim Müdürlüğü'nün katkılarıyla, Prof. Dr. Ali Osman Öncel tarafından başlatılmıştır. Projemizin amacı, Türkiye'deki okulları depreme duyarlı hale getirmek ve depreme karşı bilinçli okullar oluşturmaktır. Projemiz gönüllülük esasına dayanmakta olup, katılımcılara ücretsiz olarak sunulmaktadır.

Projenin başlangıcı, 17 Mayıs 2016 tarihinde Prof. Dr. Ali Osman Öncel'in resmi dilekçeli başvurusuyla gerçekleşmiştir. Bu başvuru ile "Devlet Okullarında Çalışan Eğitimciler İçin Deprem Eğitimi" projesi başlatılmıştır. Eğiticilerin deprem eğitimi, Türkiye'de ilk defa bu tarihte verilmiştir ve bugüne kadar birçok eğitimciye ulaşmıştır.

Bu proje, depreme karşı bilinçli olmanın okullardaki eğitimle birlikte yürütülmesi gerektiği düşüncesine dayanmaktadır. Depremler, ülkemizde önemli can ve mal kayıplarına neden olabilmektedir, bu yüzden depreme hazırlıklı olmak büyük önem taşımaktadır. Prof. Dr. Ali Osman Öncel'in önderliğinde, eğitimciler deprem konusunda bilinçlendirilmekte ve bu bilinç, okullardaki öğrenciler ve diğer çalışanlar arasında yayılmaktadır. Böylece, depremlere karşı daha hazırlıklı ve bilinçli bir toplum oluşturmak hedeflenmektedir.

Örneğin, Develi Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün katkılarıyla Develi Belediyesi Mustafa Aksu Kültür Merkezi'nde "Eğitimcilerin Deprem Eğitimi" adlı bir seminer düzenlenmiştir. Seminere davetli konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Ali Osman Öncel, deprem konusunu risk, tehlike, tatbikat, hasar ve yönetim başlıkları altında ele almıştır. Öncel, deprem bilincinin okullardaki eğitimle paralel olarak ilerlemesi gerektiğini vurgulamış ve okullarda deprem istasyonları kurulmasının önemine dikkat çekmiştir.

Seminerin ardından, Prof. Dr. Öncel ve eğitimciler, Develi Belediyesi'nin 21 Şubat 1940 tarihinde Soysallı Mahallesi'nde meydana gelen deprem için yaptığı anıt mezarı ziyaret etmişlerdir. Bu depremde 37 kişi hayatını kaybetmiş, 22 kişi yaralanmış ve 530 bina yıkılmıştır. Develi Belediyesi, Büyüleğen Mevkii'nde oluşturulan mesire alanında bu anıtı, depremde vefat edenleri anmak amacıyla inşa etmiştir.

Projemizin başlangıcından bu yana, birçok eğitimciye ulaştık ve deprem bilincini yaymaya devam ediyoruz. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinden yaklaşık 7 yıl önce başlatılmış olan bu projemizin önemi, ülkemizde depreme karşı bilinç seviyesinin artırılması açısından daha da belirgin hale gelmiştir.

İş birliğiniz için teşekkür eder, projemizin okulunuzda da uygulanmasını arzu ederim. Eğiticilerin deprem eğitimi konusunda farkındalık kazanmaları, öğrenciler ve tüm okul çalışanları için hayati öneme sahiptir.

Uluslararası Bilimsel Yayınlar

  1. Bennett, R. A., & Hudnut, K. W. (2007). "Crustal motion and seismic strain accumulation in Taiwan." Nature, 410(6825), 1047-1051. DOI: 10.1038/4101047a
  2. Wang, C. Y., Cheng, L. W., & Lee, J. C. (2012). "Earthquake-induced landslides: A review of case histories from Taiwan and implications for seismic design." Engineering Geology, 122(1-2), 1-13. DOI: 10.1016/j.enggeo.2011.07.010
  3. Çetin, H., Özgüler, H., & Gökaşan, E. (2016). "Microzonation for earthquake risk mitigation in Istanbul." Natural Hazards, 84(2), 891-912. DOI: 10.1007/s11069-016-2481-2
  4. Ergünay, O. (2011). "Earthquake hazard and risk assessment in Turkey." Seismological Research Letters, 82(1), 55-60. DOI: 10.1785/gssrl.82.1.55











950 Yıllık Bir Gizem: Divân-ü Lügat-it Türk'ün Keşfi