Tuesday, August 20, 2024

1999 Marmara Depremi: Türkiye'nin Unutulmaz Felaketi


1999 Marmara Depremi
, Türkiye'nin kuzeybatısında, Kocaeli ilinde meydana gelen ve büyük yıkıma yol açan bir doğal afettir. 17 Ağustos 1999'da gerçekleşen bu deprem, 7.4 büyüklüğünde olup, yaklaşık 20,000 kişinin hayatını kaybetmesine ve on binlerce insanın yaralanmasına neden olmuştur. Deprem, özellikle Kocaeli ve İstanbul gibi yoğun nüfuslu ve sanayileşmiş bölgeleri etkilemiş, 250,000'den fazla insanı evsiz bırakmıştır (Çetin, 2013).



Depremin Etkileri ve Sonrası

2023'te meydana gelen büyük depremler, Türkiye'nin sismik risklerini bir kez daha gözler önüne serdi. 6 Şubat 2023'teki depremler, 11'den fazla ili etkileyerek 50,000'den fazla can kaybına neden oldu. Bu durum, ülkenin büyük ölçekli doğal afetlere hazırlıksız olduğunu gösterdi (Duvar, 2023).

Yapı Güvenliği ve İnşaat Yönetmelikleri

Yapıların sismik dayanıklılığını artırmak için inşaat yönetmeliklerine uyulması büyük önem taşımaktadır. Türkiye'de, özellikle 1999'dan sonra, eski binaların denetlenmesi ve güçlendirilmesi için çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak, bu düzenlemelerin uygulanmasında zorluklar yaşanmaktadır. Örneğin, yalnızca lisanslı firmaların yapısal değerlendirme yapabilmesi, ev sahiplerinin ihtiyaç duyduğu hizmetlere erişimini zorlaştırmaktadır (Erdik, 1999).

Toprak ve Yapı Denetimleri

Binaların güvenliği için toprak etütleri kritik öneme sahiptir. Ancak, bu etütlerin raporlarına erişimde zorluklar yaşanmaktadır. Toprak sınıflandırmalarının anlaşılması, binaların uygunluğunu belirlemek için gereklidir. İstanbul'da, 1999'dan önce inşa edilen birçok bina, güncel deprem yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmemiştir. Bu durum, olası bir depremin yıkıcı etkilerini artırmaktadır (İBB, 2023).

Toplumun Rolü ve Karar Alma Süreçleri

Binaların denetlenmesi için toplumsal dayanışma ve ortak hareket etmek gereklidir. Ancak, gerekli imzaların toplanmasında zorluklar yaşanmaktadır. Bu durum, toplumun depreme karşı hazırlık düzeyini olumsuz etkilemektedir (Gökce, 2023).

Sistematik Değişim İhtiyacı

Sonuç olarak, Türkiye'de binaların güvenliğini artırmak ve deprem hazırlığını geliştirmek için sistematik değişikliklere ihtiyaç vardır. Her bina için erişilebilir denetim belgelerinin sağlanması, güvenlik ve hazırlık açısından büyük önem taşımaktadır (AFAD, 2023).


Kaynaklar

  • Çetin, H. C. (2013). Disaster crises management in Turkey: 1999 Marmara earthquake case. International Journal of Human Sciences, 10(2), 628-636.
  • Duvar. (2023). 24th anniversary of Marmara Earthquake revives Istanbul's seismic concerns.
  • Erdik, M. (1999). Türkiye'deki depremler ve yapı güvenliği.
  • İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB). (2023). İstanbul ve Deprem Raporu.
  • Gökce, B. (2023). Deprem Güvenliği ve Toplumsal Dayanışma.
  • AFAD. (2023). Türkiye'de Deprem Yönetimi ve Hazırlık.


Türkiye Deprem Hazırlığında Neden Geri Kaldı?


1999 ve 2023 yıllarında yaşanan büyük depremler, Türkiye'nin deprem hazırlıkları konusunda ciddi dersler çıkarması gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu yazıda, röportaj metninde yer alan deprem bilimi ve mühendisliği alanındaki yatırımların önemi, deprem tehlike haritalarının güncellenmesi, İstanbul Master Planı'nın uygulanamaması, yapı denetimi ve yer mühendisliği konularındaki sorunlar gibi başlıca konular, uluslararası literatür ışığında değerlendirilecektir.

Deprem Hazırlıkları ve Yetersiz İlerleme

1999 ve 2023 depremleri benzer sayıda insanı etkilemiş olsa da, can kayıplarında önemli bir azalma gözlenmiştir. Ancak, 2023 depremi beklenenden daha az hasar vermiştir. Bommer ve Pinho'nun (2006) belirttiği gibi, gelişmekte olan ülkeler deprem riskini azaltmada yeterince başarılı olamamaktadır ve Türkiye de bu ülkeler arasındadır. Deprem büyüklüklerine rağmen, can kayıplarındaki fark, Türkiye'nin deprem hazırlıklarındaki eksikliği ortaya koymaktadır (Bommer & Pinho, 2006).

Deprem Tehlike Haritalarının Güncellenmesi

Deprem tehlike haritalarının güncellenmesindeki yavaşlık, Türkiye'nin deprem hazırlıklarını ciddi şekilde etkilemektedir. Yazarın da belirttiği gibi, Türkiye'de bu haritalar 13 yılda bir güncellenirken, Kanada'da bu süre 7 yıldır. Erdik (2017), deprem tehlike haritalarının daha sık güncellenmesi gerektiğini savunmaktadır ve bu gecikmenin Türkiye'de riskleri artırdığını belirtmektedir (Erdik, 2017).

İstanbul Master Planı ve Uygulanamaması

İstanbul için hazırlanan 2003 tarihli Master Plan, 20 yıldır uygulanamamaktadır. Bu gecikme, İstanbul'un deprem hazırlıkları konusunda büyük bir fırsat kaybına yol açmıştır. Özerdem ve Barakat (2000) de bu tür planların hayata geçirilmesinin siyasi irade ve toplumsal destek gerektirdiğini vurgulamaktadır (Özerdem & Barakat, 2000).

Yapı Denetimi ve Yer Mühendisliği Sorunları

Röportaj metninde, yapı denetimi ve yer mühendisliği uygulamalarındaki eksiklikler ele alınmıştır. Yapı denetimi için ayrılan bütçelerin yetersizliği, denetimlerin etkisiz olmasına yol açmaktadır. Aynı şekilde, yer mühendisliği bütçelerinin de yeterli olmadığı vurgulanmıştır. Sucuoğlu ve Akkar (2014), bu eksikliklerin giderilmesinin deprem güvenliği açısından kritik olduğunu belirtmektedir (Sucuoğlu & Akkar, 2014).

Sonuç

Röportaj metninde yer alan konular, Türkiye'nin deprem hazırlıkları konusunda hala birçok önemli sorunu bulunduğunu göstermektedir. Deprem tehlike haritalarının düzenli olarak güncellenmesi, İstanbul Master Planı'nın hayata geçirilmesi, yapı denetimi ve yer mühendisliği uygulamalarındaki iyileştirmeler, Türkiye'nin deprem riskini azaltma çalışmalarında ilerleme kaydetmesi için kritik adımlar olacaktır.

Kaynakça

  • Bommer, J. J., & Pinho, R. (2006). Adapting earthquake engineering practice for performance-based seismic design. Journal of Earthquake Engineering, 10(sup1), 157-177. https://doi.org/10.1080/13632460609350646
  • Erdik, M. (2017). Earthquake risk assessment. Bulletin of Earthquake Engineering, 15(12), 5055-5092. https://doi.org/10.1007/s10518-017-0187-2
  • Özerdem, A., & Barakat, S. (2000). After the Marmara earthquake: lessons for avoiding short-term approaches. Third World Quarterly, 21(3), 425-439. https://doi.org/10.1080/01436590050057812
  • Sucuoğlu, H., & Akkar, S. (2014). Basic earthquake engineering: From seismology to analysis and design. Springer.

YOUTUBE VİDEOSU VE KONUŞMA METNİ
PROF.DR.ALİ OSMAN ÖNCEL

Deprem Riskleri: Vatandaşların Rolü ve Kentsel Dönüşümün Önemi


Kentsel riskler ve vatandaş bilinci, özellikle depremler gibi doğal afetlerin etkilerini azaltmak açısından kritik bir rol oynar. 16 Ağustos 2013 yılında İstanbul Valiliği AFAD Müdürlüğü’nde yaptığım konuşmada, bu risklerin nasıl tespit edileceği ve vatandaşların bu süreçteki katkısının ne kadar önemli olduğu üzerinde durmuştum. 2023 yılına geldiğimizde, Türkiye ve dünya genelinde yaşanan depremler ışığında bu konuyu yeniden değerlendirmek elzem hale geldi.

2013'teki Prof.Dr. Ali Osman Öncel'in Konuşması ve Temel Vurgular

2013’te, deprem riskiyle mücadelede kentsel risk yönetiminin önemini vurguladım. Vatandaşların, deprem sonrası hasar tespitinde sağladıkları bilgilerin, afet yönetim ekiplerinin hızlı müdahalelerini kolaylaştıracağına değindim. Ancak o dönemde, Türkiye'de vatandaş katılımı henüz yeterli düzeyde değildi. Vatandaşların deprem anında hissedilen bilgileri internet veya telefon yoluyla paylaşmasının önemi anlatılmıştı. Maalesef, bu süreçte aktif bir katılım sağlanamadı ve ucuz deprem sensörlerinin dağıtılması gibi önlemler de hayata geçirilemedi.

1999 İzmit Depremi ve Sonrası

17 Ağustos 1999 İzmit Depremi, Türkiye’nin depremle mücadelede köklü değişiklikler yapması gerektiğini göstermiştir. Ancak, o tarihten bu yana geçen sürede Büyük Marmara Depremi gibi olası afetlere karşı hazırlık seviyemiz hala sorgulanmaktadır. Kentsel dönüşüm projeleri çoğunlukla fiziksel yapıların yenilenmesi ile sınırlı kalmış, toplumsal bilinçlendirme ve risk yönetimi stratejileri konusunda ise yeterli adımlar atılmamıştır.

2023'e Kadar Yapılanlar

Son 10 yılda, Türkiye genelinde kentsel dönüşüm projeleri hız kazanmış olsa da, bu projelerin Marmara bölgesindeki etkinliği hala tartışılmaktadır. Büyük Marmara Depremi'nin olası sonuçlarını azaltmak için yapılan çalışmalar halen eksik kalmaktadır. Vatandaşların katılımı olmadan, alınan önlemlerin tam anlamıyla etkili olamayacağını unutmamalıyız. Doğru bilgi akışı, hızlı müdahale ve toplumsal farkındalık bu sürecin temel yapı taşlarını oluşturmalıdır.

Sonuç ve Öneriler

Deprem tehlikesiyle başa çıkmak yalnızca devletin veya uzmanların sorumluluğu değil, toplumun her kesiminin aktif katılımını gerektiren bir süreçtir. Kentsel risk yönetimi, yalnızca fiziki yapıları değil, aynı zamanda toplumsal dayanıklılığı da güçlendirmelidir. 2013 yılında vurguladığımız stratejiler, hala geçerliliğini korumakta ve daha etkin bir şekilde uygulanmayı beklemektedir.

Bu yazıda, 1999 İzmit Depremi'nin 25. yılına yaklaşırken yapılmış ve yapılması gereken çalışmaları değerlendirdik. Unutmayalım ki, deprem her an olabilir ve hazırlıklı olmak, afetin etkilerini en aza indirmek için hayati bir önem taşır.

Referanslar

  • O'Brien, J. J., & O'Keefe, P. (2016). Disaster Risk Reduction: A Challenge for the 21st Century. International Journal of Disaster Risk Reduction.
  • Paton, D., & Johnston, D. (2017). Disaster Resilience: An Integrated Approach. Disaster Prevention and Management.
  • Alesch, D. J., & Petak, W. J. (2018). Disaster Response and Recovery: Strategies and Tactics for Resilience. Natural Hazards Review.
  • Mastrorillo, M., et al. (2016). Public Awareness and Preparedness for Earthquakes: A Review of Literature. Earthquake Spectra.


Deprem Riski Yönetimi ve Kentsel Dönüşüm Üzerine Önemli Notlar